Yeni Kitaplarım Vip Dükkan dan geldi...

Çarşamba, Ekim 31, 2012
Bayramdan önce http://www.vipdukkan.com dan sipariş ettiğim kitaplarım kargonun azizliğinden dolayı ancak geldi. Sözde tatilde okuyacaktım. Neyse az önce gıcır gıcır kitaplarımı elime alınca sevindirik oldum ☻ Acaba hangisinden başlasam bilemiyorum. O mu, şu mu bu mu ??



Dün akşam çok güzel bir kahve yaptım ikimize, süt, neskafe biraz baileys ile...Öyle hoşumuza gitti ki. Şimdi yine aynısından yapıp elime kitabımı alıp keyifle okumak istiyorum. Olur mu bilmiyorum, ne zaman olur onu da biliyorum ama istiyorum ☻


That's All...

Patatesli Gül Böreği Tarifi

Çarşamba, Ekim 31, 2012
Evde olmak çoğu zaman ekstradan ev işi ile uğraşmak ve yorulmak demek. Ama kimi zaman da güzel bir yemek, bir kek, bazen börek yapıp sımsıcak fırından gelen kokularla huzur bulmak demek. Mutfağımdan kek, pasta kokuları geldiği zaman evimi daha çok seviyorum. İşte böyle günlerden bir gün, evde olduğum ender bir hafta sonu uzun zamandır canımın çektiği patatesli gül böreği tarafımdan yapıldı, buyrun bakalım:


Böreğin iç malzemesi haşlanmış patatesin soğan ve baharatlarla karıştırılması ile oluşuyor ki bunu bilmeyen yoktur. Ha, isteyen içine yeşil biber, maydonoz vs katabilir, ben katmıyorum:


Önce yufkalar dörde bölünüyor. Üzerine süt ve yağ karışımı sürülerek iç harcı konuyor.


Aynen sigara böreği gibi sarılıyor:


Yuvarlanarak kıvrılıyor:


Ben 4 adet yufkadan yaptım 16 tane oluyor. Tepsiye dizip üzerine yumurta sarısı sürüldükten sonra hadi bakalım sıcak fırına:


Üzeri kızarınca fırından alınıyor, oohhhh misss gibi kokuyor :)


Vee en sonunda, ilk fotoğraftaki gibi tabağa alınıp, yanında sıcacık bir bardak çayla hooppp mideye yuvarlanıyor :) Yemek yapmak ne güzel, yemek daha bir güzel, sofralarımız hep bereketli, sıcacık olsun, yapıp yerseniz de afiyet olsun :)


That's All ☻

Alanya da Gezme tozma Yeme İçme

Salı, Ekim 30, 2012
Önce makina ayarlansın koşarak gelinsin, "tabela altı pozu" adlı ritüel tamamlansın:
 

Sonrası belli zaten tatil bu demek değil mi, gez dolaş, ye iç. Önce sokakları turladık, yürüyüş niyetiyle. Susam sokağında bir şarkı vardı eskiden "sür sür arabanı gez sokakları, keyifli neşeli tasasız çıkar hayatın tadını" diye bişey o aklıma geldi :) Nerde yeşillik ot çiçek orda biz:


Doğa harikası azman kabaklar. Bir tanesinden dolma yapsan tüm aile doyar. Kimin ne işine yarıyor bu kadar büyüğü bilmiyorum artık. Hiç olmadı beyzbol sopası olarak kullanılabilir :)



 Yorulursak mola veririz. O arada boş durmaz ayaklarımızı çekeriz:



Tüm bunlar için enerji gerek tabi bunun için de bol bol yemek lazım. Ne diyet kaldı ne dikkat etmek, ne az yemek hepsi hikaye oldu. İşte yediğimizin kısa bir bilançosu. Kahvaltıda alman ekmeği ve peynir:


Akşam yemeğinde Jutta nın kremalı tavuğu:


Sonra bayramda kesilen kurban etinden kavurma.



Bu da Jutta nın sevgili kocamın doğumgünü için yaptığı ananaslı pasta. Happy birthdaylerin çok olsun kocam ♥


Yeme içmenin gözüne vurduk. Ama tatil böyle oluyor işte. Hep te bi bahabe var ama yemek için ☻

Sonra nihayet, son 3 günde gelen özlenen güneşli hava, deniz ve kankisi kum :


İşte asıl keyif burda başladı geç oldu ama güzel oldu, güneş hayat demek resmen. Güneş olmayınca OL-MU-YOR! Denize girdik, çıktık, yüzdük, kumda yürüdük derken son günleri de böyle bitirdik. Sonra dönüş. Yine aynı rota valizler bagaja-Konya-etli ekmek-Ankara, ev, iş...


That's All ☻
 

Bayram Tatili Alanya

Salı, Ekim 30, 2012

Deniz ve güneş hayaliyle bayramı birleştirip 9 güne tamamladık. Hedefimiz Akdeniz, ileri dedik ve  Alanya ya doğru yola koyulduk. Ancak hava hiç tahmin ettiğimiz gibi değildi :) Bu ilk fotoğraf havanın nasıl kapalı ve yağmurlu olduğu ile ilgili yeterince fikir vermiyorsa, buyrun ikinci fotoya:

 

 



İşte ilk günün manzarası böyleydi. Ama ondan önce yolda gelirken ne yaptık ona bakalım. Konya ya kadar bulutlu filan idare eden hava, Konya da patladı:



Fırtınanın eşlik ettiği yağmurla gittik epey bir süre. Bu arada her Konya geçişimizde klasikleşen Şifa Restaurant ziyaretimiz var. Burası Konya da cadde üstünde hiç bir lüksü olmayan, kendi halinde bir etli ekmekçi. Hatta esnaf lokantası gibi bir yer. Şekildeki gibi:


 Ancak ve ancak, iş etli ekmeğinin lezzetine gelince hiiç öyle vasat ve kendi halinde diyemem. Benim yediğim en güzel kıymalı pidelerden biridir. Pardon etli ekmek yani. İkisinin ne farkı var bilmiyorum gerçi:


Biz belki başka yer bilmediğimizden, burdan da memnun olduğumuzdan her geçişimizde mutlaka uğrarız. Tavsiye ederim.
 
Sonra yollar yağmur çamur derken bitti ancak dediğim gibi Alanya da hiç hoş bir hava yok idi. Kader! İlk fotoğraflarda güneş hiç yok :) Yağmur sonrası ortaya çıkan minikler:
 
 
 Sonraki günler tabii ki yağmurmuş doluymuş demeden attık kendimizi dışarı ve bu hava muhalefeti tatilin son 3 gününe kadar sürdü. Olsun, yine de güzeldi. Alanya limanına her gün gittik. Gemileri seyrettik:
 


Orda burda habire fotoğraf çektik:


Deniz fenerinin içini çok beğendik:

 
Akşam ışıl ışıl daha bir güzel oluyor dedik:
 

Manzaraya karşı yiyip içmek, hiç kimseyi, hiç bir şeyi düşünmemek ne güzelmiş dedik:

 
Haa bi de nedensiz sevinip çocuk gibi hoplayıp zıpladık:
 


 
Bitmezzz ☻
 

29 Ekim Anıtkabir Ziyaretimiz

Salı, Ekim 30, 2012
Yaklaşık 10 günlük ayrılıktan sonra merhaba. Geçmiş kurban ve Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun. Biz tatili birleştirip kaçabilen şanslılardandık. Alanya ya gittik. O sebepten buralara hiç uğrayamadım. Tatil yazılarını bilahare yazacağım. Şimdi konumuz Anıtkabir ve Cumhuriyet kutlamaları. Dün ayağımızın tozuyla çıktık evden, elimize bayrağımızı da aldık düştük Anıtkabir yollarına. Daha önce ki senelerde de böyle mi oluyordu hatılamıyorum ama bu sene anormal bir kalabalık vardı. Fotoğraftan da görüleceği üzre bayrağımı başımın tepesinde taşırım icabında :)



Serhan Bayrak'sız olmaz :)


Müthiş kalabalıktı. Ki biz öğleden sonra nispeten boş olduğu saatte gidebilmiştik. Öncesi nasıldı düşünemiyorum.


Çok duygulandık gerçekten. İnsanlar çoluğunu çocuğunu kapmış gelmiş.



Hatta çocuğu bırakın bebekler vardı kucaklarda, pusetlerde. 0-6 ay grubunun en tatlı Atatürkçüsünü yakaladık ve hemen fotoğrafladık.




Güzel manzaralar bunlar. Cumhuriyetimize ve Atatürk ümüze değer veren, medenice, nezaket kuralları dahilinde Ata'ya ve Cumhuriyet e saygı göstermek adına gelen herkesin ayağına sağlık.


Çıkışta Bahçeli tarafında buluşup turlayan motorculara rastladık. İçlerinde İzmir den gelen bile vardı. Çok havalılardı çoookkkk :)



That's All..

Koton ve Mango dan Beğendiklerim

Perşembe, Ekim 18, 2012
Bu ara alışveriş işleri için vaktim yok. Gerçi şu an için aklımda almam gereken birşey de yok. Biraz baktım Mango online kataloğundan şunlar hoşuma gitti :



 
 


Bu eteği mağazada gördüm. Çok şık ama denemedim kalabalıktı :
Bir de Koton da şu kabanı beğendim :
 
 
 
Neyse acele etmeye gerek yok kışlıklar için ne de olsa Ankara da bile hava 27 derece :)  
 
That's All...
 

Bugün Bunu Giydim BBG-4

Çarşamba, Ekim 17, 2012
Trendyol dan geçen sene aldığım ve maalesef sonrasında o marka bu marka derken iyice yayılan, arkası metal fermuarlı kırmızı elbisem. Her ne kadar bu fermuar olayı biraz ayağa düşsede, severek giyiyorum hala☻



Kemer T-Box tan. Bu ara oraya dadandık Elçinle. Gömlek aldık, şort aldık hatta küpe kolye bile aldık. Kırışık buruşuk şeyleri kutulara tepiştirdikleri konseptten kurtuldu kurtulalı gözüme hoş görünmeye başladı T-Box.




Ve tek özelliği kırmızı rengi ile fermuar detayı olan elbisemin arkadan görünüşü. Dikiş bilenler eminim bir iki satte dikebilirler bu tip şeyleri. Ah biraz vaktim olsa...Ama iş-ev derken sadece uykuya vakit kalıyor :(


That's All...

Doğumgünü soframız, keyifli pazarımız

Salı, Ekim 16, 2012
Haftasonu gecikmiş bir doğumgünü hazırlığı ile meşguldük. Hediyeler, balonlar, kağıt şapkalar, yemek, pasta derken hem zevkli hem de kalorili bir pazar geçti. Doğumgünü temalı süsleri ve şapkaları  http://www.partipaketi.com/ dan sipariş ettim. Hızlı sorunsuz bir internet alışverişi oldu tavsiye ederim.



Ben, Elçin, İnci annemin yaptıkları derken soframız baya zengindi. Bir haftalık diyetime mecburi bir ara verdim. Bugün kaldığım yerden devam ediyorum. Ahh İnci anne bu kadar güzel patatesli börek, bu kadar nefis yaprak sarma, böyle hafif rus salatası, ve de böyle leziz fellah köftesi yapılır mı? E bi de nacizane üç çeşit ben yapmıştım. Diyet mi kalır, gözümüz döndü tabi. Yumulanzi :)


Sevginin sosis hali:


Liva nın pastası çok lezzetli taptaze lakin yaratıcılıktan uzak süslemesiyle şaşırtıcı. Ayrıca kız çocuğun burnu kırılmıştı :) Liva deyince daha özenli olunmasını bekliyor insan, ee marka olmanın zorluğu.



Ve büfede, leopar aşkımı bilen Serhanın Kıbrıs dönüşü duty free den aldığı Wild Africa ve Pina Colada. Birisi sırf leoparlı kılıfından dolayı alındı ama tadı güzel. Ve albüm kapağında biz :)



Böyle işte, sevdiklerimizle beraber bol kahkahalı, bol sohbetli geçti pazarımız. Yıllar geçtikçe bu anların değerini daha iyi anlıyorum. Herkese mutlu anlar diliyorum ☻

That's All...

Blogger tarafından desteklenmektedir.