Roma Seyahatimiz & Evlenme Teklifi

Geçen sene hemen hemen bu zamanlarda (Nisan başı) gittiğimiz Roma ile ilgili yazmayı epeydir düşünüyordum, ancak sıra geldi, hadi dedim başladım yazmaya.
Roma, Paris ten sonra en çok görmek istediğim şehirdi ve Paris'ten çok daha fazla sevdim. Bunu bilen eşim, (o zaman daha eşim değil haliyle) bana evlenme teklif etmek için Roma ya götürmek istemiş. Tabi benim tekliften haberim yok o sırada. Ben zaten seyahat delisiyim bir de Roma lafını duyar duymaz ölüp bitmeye başladım:) Ancak esas heyecan aşk çeşmesinin başında olacakmış haberim yok :) Neyse, oraya geleceğiz.
Turu Rokoko Travel diye bir acentadan ayarladı Serhan. Acentadan ve rehberden genel olarak memnun kaldık. Blu Panorama havayolu ile İstanbul dan Roma ya uçtuk. Sabiha Gökçen havaalanında beklerken:

Roma 1.gün:
Merkeze biraz uzak olan Pratholungo Otel de kalıyoruz. Burası bizim 3* ayarında bir otel. Niyetimiz bir şehir haritası alıp gruptan ayrı kendimiz gezmek, kendimiz keşfetmek. Ancak ilk günkü şehir turuna katılıyoruz ki hiç değilse hangi otobüs, metro nerde vs ön bilgi olsun. Merkezde bir tur attıktan sonra Vatikan a geldik. Vatikan dediğin ülke toplasan Taksim meydanı kadar bir alan, abartmayayım az büyüğü diyelim. Toplam 5 km karelik ülke. İçeri girmek için yüzlerce metre kuyruk vardı. Kilise, bazilika, nöbet tutan askerler...


Vatikan postanesinden annemlere ve kayınvalidemlere kart attık, ama kartlar bizden sonra geldi ☻


Vatikan hemen bitti, 5 km kare olmasından olabilir mi acaba :) Roma sokaklarına attık kendimizi:


Acıktık pizza yedik. Ama italyan pizzasının bu haline çok bayılmadım. Esas daha sonra yediğim dilim pizzaları çok sevdim.


Buradan sonra Fontana Di Trevi yani aşk çeşmesine geçtik, ordan da ispanyol merdivenlerine gittik. İşte o aşk çeşmesi önünde evlenme teklifi anımız:

Sonrasında şaşırma, sevinme, sarılma anları, ve kendimize gelince de dilek dileyip çeşmeye para atışımız. Parayı sağ elinizle sol omzunuzun üzerinden atıyorsunuz ve atarken de bakmayacaksınız. Prosedürü çok yani, biz de geri kalmadık dilek diledik parayı attık :)



İspanyol merdivenleri ise bildiğiniz merdiven, neden meşhur anlamadım, önde biz arkada ispanyol merdivenleri:


Görülmesi gereken yerlerden biri de Vittorio Emanuelle anıtı, merkezde orta yerde devasa bir yapı.


Bizim Atatürk' ümüz neyse onlar içinde V.Emanuelle o. Asansörle yapının tepesine çıkıp şehri panaromik olarak izleyebilirsiniz. Tabii asansör ücretli.


Aşağıda üstten Kolezyumu görüyorsunuz, caddedeki insan seline dikkat, anıta çıkan asansör ve biz.

İki gündür turla değil kendi kendimize takılıyoruz. Grup olarak gezmek bize göre değil. Otelden otobüsle metro durağına gidip ordan metro ile ana istasyon Termini'de iniyoruz. Al sana şehir merkezi. Roma da ne tarafa dönsen tarih, her şeyi korumayı saklamayı başarmışlar. Önce Roma nın simgesi Coloseum a gittik. M.Ö. 80 yılından beri aynı yerde duruyor ve her yıl milyonlarca turist ziyaret ediyor. 2007 yılında dünyanın 7 harikasından biri seçilmiş.


Eskiden gladyatörler burada savaşırmış. İçeri girip gezebilmek için 1,5 saat sıra bekledik. İçinden çok dıştan görüntüsü beni cezbetti. Şehrin ortasında gerçek dışı masalsı bir şey gibi geldi.


Buradan sonra aşk çeşmesine tekrar gittik, sokak sokak gezdik. Akşam aynı rota ile otele pestil gibi döndük.

3.gün yine erken kalktık. Bol çeşitli (!) kahvaltıdan sonra (peynir ekmek domates) yola çıktık. Nisan ayı olmasına rağmen çok esiyordu. Öyle çok üşüdüm ki bana I love Roma yazan polar aldık (10€), yola öyle devam edebildim. Roma hayvanat bahçesi meşhurmuş. Merkezden 910 nolu otobüse binip gittik, tek binişlik bilet 1€. Burası da yine ana baba günüydü. Bilet alabilmek için 45 dk bekledik, giriş (13€).


Kocamaaan bir park, orman gibi. Hiç görmediğim hayvanlar da vardı. Mesela 100 gramlık maymun ve pigme hipopotam gibi. Hepsi gayet sağlıklı ve mutlu görünüyordu. Ankara hayvanat bahçesindeki üç beş gariban hayvanı düşününce yine üzüldüm.

Epey vakit geçirdik sonra yine merkeze döndük.


4.gün, bugün son gün. Öğleye kadar vaktimiz var yine şehir merkezine indik. Son kez aşk çeşmesine gidip para attık dilek tuttuk.


Dilim pizza yedik, dilimi 2,5€. Alışveriş yaptık. El yapımı makarna, karışık baharat, magnet, eşarp, I love Roma çantası aldık.
İtalyanların bize ne kadar benzediğine şaşırdım. Benzer tip, aynı akdeniz insanı jestleri, gürültü, kaos, trafikte korna...O yüzden kendinizi çok yabancı hissetmiyorsunuz. Sonuç olarak Roma, sokakların pisliği ve sanırım kalabalıktan dolayı her yerde burnuma gelen wc kokusu dışında beklediğim gibiydi. Çok güzel bir seyahat oldu. Keşfetmekten çok keyif aldık. Ne yedik ne içtik onu da bir sonraki yazıda yazayım


9 yorum:

  1. daha güzel bi yerde evlenme teklifi alamazdın
    çok duygulandm süper güzelim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya Duygucum sağol sen öyle deyince ben de duygulandım şimdi :) sağolsun güzel bir teklif oldu...

      Sil
  2. fotoğraflar çok güzel;)bende tekrar gitmek istedim sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. beğenmene çok sevindim, çeşmeye para attık tekrar gideceğiz demektir bu da :)

      Sil
  3. Merhaba ben balık burcuyum çok romantik olduğum icin,senin hikayeni çok romantik buldum.Allah sizi bir yastıkta kocatsın ve ömür boyu mutluluklar dilerim.o çeşmeyi çok duydum bir roma turu bende yapmak isterdim.sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Afife hanım, amin diyorum. Roma ya umarım siz de gidersiniz çok beğeneceğinizden eminim :)

      Sil
  4. :) aynı kulvarda yarışabildiğim bir Türk bulmak çok gururlandırıcı, buda benim romadaki evlilik teklifim :) https://www.facebook.com/Zafer.Bulut61/posts/10154616121929316

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı benimle paylaşmak ister misiniz?

Blogger tarafından desteklenmektedir.