Mavi Beyaz Çiçekli Sofra

Pazartesi, Mart 31, 2014

Güzel yemek mi güzel sofra mı deseler galiba güzel sofra derim. Ha ikisi bir arada olursa tabi en iyisi o :) ama demek istediğim sofra özenle hazırlanmışsa, mideden önce gözüm doymuşsa değmeyin keyfime. Mavi beyaz çiçekli takımımızı biliyorsunuz daha önceden. Soframızda çok özel bir menü yok ama masamız keyifli. Hepinize keyifli sofralarda ağız tadıyla yiyeceğiniz yemekler diliyorum. Siz bizim sofra fotoğrafların bakarken bende tv de karışık gündemi takip edeyim biraz. Her şey için hayırlısı olsun diyorum, hepinize sevgilerimi gönderiyorum şimdilik hoşçakalın.









Pembe Kahvaltı Sofrası

Cuma, Mart 28, 2014
Şeker gibi tatlı bir pazar gününe şeker pembesi kahvaltılıklar yakışır dedim ve bu tatlı görüntüler çıktı ortaya geçen pazar. Lolipop tabaklarım ve pembe romans kahvaltı setimle bu sofrada kahvaltı hiç bitmesin istedim.






Eee pazar kahvaltısı olunca az da olsa abartmaya izin var değil mi? 



Hem pembe, hem puantiyeli hemde cupcakeli bir peçeteye nasıl delirmem sorarım?




İşte böyleee...Facebook sayfamda ve instagram hesabımda yayınladığımda çok beğenilen bu sofrayı burda da paylaşmak istedim. Umarım sizin de hoşunuza gitmiştir. Ben artık yemek yemekten çok sofra hazırlarken mutlu oluyorum. Yemesem de olur yani. Yok bu çok iddialı oldu, vazgeçtim☺ Havaların güzelleşmeye başladığı şu güzelim bahar günlerinde sofrada ne olursa olsun ama ilk önce ağız tadı olsun. Yoksa hiçbir şeyin kıymeti ve anlamı yok. Bu güzel cuma günü tüm dualarınız kabul olsun inşallah, mutlu bir hafta sonu diliyorum ve hepinizi öpüyorum, şimdilik hoşçakalın ☺

Gürallar romans set için buraya tıklayabilirsiniz.


L'Oreal Paris Preference Ombre Uygulaması

Perşembe, Mart 27, 2014
Saçlarını kendi boyayanlara bir haberim var. Son dönemde ombre saç çok moda. Ben seyahatteyken Elçin denemiş ve gayet başarılı bir sonuç çıkmış ortaya. Biz beğendik yani, öyle diyelim. Ben yıllardır "boya boyayı açmaz orielle açmam lazım" diyen kuaförlere gittiğim için, evde yapılan bir boya uygulamasının bu kadar güzel açıp renk vermesine şaşırdım. Şimdi ben sözü kardeşime bırakıyorum. bundan sonrası onun ağzından ombre uygulaması, buyurun:

"Saç diplerinin koyu uçlarının açık olduğu model olan ombre, geçen yazdan beri aklımda olan bir modeldi. Geçtiğimiz günlerde Rossmann da Loreal in ombre saç boyalarını görünce bir anda denemeye karar verdim.


Lorealin sitesinde kızıldan sarı tonlarına kadar çok fazla seçenek görünüyor ama ben Rossmann da ve bikaç yerde daha resimdeki 3 kutuyu gördüm sadece. Belki Türkiye ye önce 3 renk getirmiş olabilirler ya da benim gözümden kaçmış da olabilir.
Lorealin seti boyalı-boyasız tüm saçlara uygulanabiliyor. Saçlarımın kendi tonu koyu kumral. (bioblas 6.0 koyu kumral ile boyuyorum. Bioblas saçları gerçekten dökmeden ve yıpratmadan boyuyor. kokusu hafif ve en önemlisi de saç diperini yakmıyor. İçinden çıkan doğal yağ karışımını boyaya ekliyorsunuz, ondan mı yoksa yine kutudan çıkan bakım şampuanı ve kremden mi bilemiyorum ama saçlar boyama sonrası yumuşacık oluyor. bu boyayı da kesinlikle tavsiye ederim.)



Loreal in 3 tonundan ben en koyu olanını seçtim.





Ombre kit in içinden resimde görülen malzemeler çıkıyor. 


Kendi özel fırçasıyla boyuyorsunuz. Tüm yapım aşamaları kullanım kılavuzunda çok net bir şekilde anlatılıyor ama özelllikle ilk kez evde saç boyayacaklar için videoyu izlemekte fayda var, videoyu buradan izleyebilirsiniz. (youtube da daha pek çok video var, onlara da bakılabilir.)

İnsan önce tek başına yapmaya çekiniyor ama uygulaması çok basit toplam 10 dk falan sürüyor. Kullanım kılavuzunda saç tipinize ve ulaşmak istediğiniz renge göre 25-35 dakika bekletin diyor. Ben boyama işlemi bittikten boyayı saçımda 25-30 dk beklettim. Saçlarınız ince telli ve çabuk yıpranacak yapıdaysa süreyi kısaltmak lazım tabii. Bir de boyasız doğal saçlar daha çabuk açıldığı için 15. dakikadan itibaren 5 dakikada bir  ince bir tutam saçtaki boyayı kağıt havluyla silip ne kadar açılmış onu bir kontrol etmekte fayda var. 

Sonuç olarak kutudaki resme çok yakın, doğal ve ışıltılı ombre saçlara sahip oldum. 


Benim saçlarımda uygulama öncesi kırık ve hasar yoktu, uygulama sonrası uç kısımlarda biraz sertleşme ve kuruluk oldu doğal olarak.  Ama kuaförde yaptırdığım orielle saç açtırma işlemlerine göre hasar daha az oldu diyebilirim. (aşırı yıpranmış, ince telli ve çok kuru saçlar için yıpratıcı olabilir tabii)  benim fotolarımda ışıktan dolayı biraz daha karamel görünüyor ama daha doğal oldu aslında görüntü. Bi de birkaç yıkamadan sonra iyice oturdu renk. Özellikle dalgalı saçlarda çok güzel bir görüntü ortaya çıkarıyor. Yalnız, işlem görmüş her saçta olduğu gibi ombre uygulasından sonra da saç bakımlarını ihmal etmemek gerekiyor. Ben uygulamadan çok önce başladığım sinameki kürüne uygulama sonrası da aksatmadan devam ettim   saç bakımı için sinameki kürüne buradan bakabilirsiniz.

Kısacası ben üründen memnun kaldım :) kuaförde 3-5 saat + yüzlerce lira kaybetmeden ombre saçlara sahip oldum, tavsiye ederim. ilgilenenlere fiyatını da yazayım: 22 tl. 




Evet sözü tekrar ben alıyorum, işte bizdeki sonuç böyle. Biraz uçlarından kestirip bende sarı saçlar için olanı denemek istiyorum aslında ☺ Bu arada güle güle kullan diyeyim tekrar kardeşime. Umarım bu yazı fikir vermiş yardımcı olmuştur. Şimdilik hoşçakalın ☺



Sheinside dan Nasıl Alışveriş Yapılır

Çarşamba, Mart 26, 2014

İnternet alışverişi zamansızlıktan dolayı benim için çok büyük bir nimet. Sık sık online alışveriş yapıyorum. Sheinside.com  da en çok kullandıklarımdan biri. Bloga yazdığım yazılardan sonra gerek maille, gerek instagramdan ve facebook sayfamdan bir çok soru geldi Sheinside.com dan nasıl alışveriş yapılacağı ile ilgili. Bilenler için gerek yok belki ama ilk defa yapacak olanlara yardımcı olması açısından adım adım ve resimli anlatmaya çalışacağım. İlk önce Sheinside.com a tıklayıp girin. Register/Sign in yazan yerden üyelik kaydınızı oluşturun. Seçeceğiniz ürünü belirledikten sonra, (ben kendi aldığım kazayağı ceket den örnek oluşurdum) beden tablosunu dikkatlice okuyarak uygun bedeni seçin. Bu sitedeki ürünleri ben bir büyük beden istiyorum mesela. Ancak ölçülerinizi bilirseniz zaten aşağıda gördüğünüz gibi en uygunu seçmek gayet kolay.



Bundan sonra Add to Cart butonuna tıklıyoruz.



Benim daha önceden kayıtlı olan kargo adresimin çıktığı yere kendi adresinizi eksiksiz giriyorsunuz.


Kargo seçeneklerinde en üstteki standart kargoyu seçiyoruz. Diğer seçenekler daha erken elinize ulaşıyor ancak belli bir ücreti oluyor kargonun. Standart kargoyu seçersek free shipping yani kargo ücretsiz oluyor.


Ödeme seçenekleri kısmında ise kart tipini seçip örn:Visa, ardından kart numarasını giriyoruz. (Ben Paypal ile ödeme yapıyorum)


Alta gelip ücreti kontrol ediyoruz, herhangi bir kargo ücreti olmadığını da check ediyoruz ve continue check out butonuna tıklıyoruz.



Sipariş özeti ekranda çıkıyor, sipariş numaranız oluşuyor ve kargo takibi için size mail geliyor. bundan sonrasında standart kargo ile istediğiniz için ortalama 20 gün gibi bir sürede kargo elinize geçiyor. Ben siparişlerimde gerek ürün kalitesi gerek kargo konularında herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Rahatlıkla alışverişimi yaptım ve aynen fotoğraflardaki gibi görünen ürünlerim elime sağlam şekilde geçti. Bu post ile daha önce denememiş olanlara yardımcı olabileceğimi umuyorum. Aslında başka bir konu hakkında yazacaktım ama sizden gelen istek çok daha önemli. Şimdilik hoşçakalın ☺Siteye girip ürünleri incelemek için buraya tıklayabilirsiniz :)



Sheinside Siparişim

Salı, Mart 25, 2014

İşte en taze siparişlerim bunlar. Üstte renk olarak çok sevdiğim modelinin de yakışmasını umduğum :) mavi elbise var, saks mavi elbiseyi burada görebilirsiniz.


İkinciside önce pek emin olamadığım ama baktıkça beğendiğim bu ceket. Çiçekli kimono ceketi burada görebilirsiniz. Şimdi bekleyelim bakalım nasıl olacak :) Özellikle ceketi çok merak ediyorum. Düz renk elbiselerle, pantolonla, jeanle rahat kombinlerim diye düşünüyorum. Bakalım görelim ☺






Deri Ceket

Salı, Mart 25, 2014
Bahar geldi ince montlara geçtik. Aslında hiç kış yaşamadık gibi birşey oldu ve birdenbire derece 20 leri göstermeye başladı. Ankara malum tabi sabah ve akşam serin oluyor. Taa Amerika dan taşıdığım Forever21 deri montumu bu sene birkaç kez ancak giyebildim, kış bitti şimdi artık zamanı geldi. Arka fondaki ağacın çiçeklerini gördünüz mü, ne güzel açmış bayıldım... 





Bu da bir cumartesi kombini olarak hayata geçti. Tayt-deri ceket-sneaker dan oluşan, elbiselerden sonra en sevdiğim ve rahat ettiğim kombinlerden biri. Artık dolapları değiştirme zamanı, kışlıkların kalkma vakti geldi geçiyor. Bir iş daha çıktı yani. Hepinize selamlar, şimdilik hoşçakalın ☺

Beyaz

Pazartesi, Mart 24, 2014




Fotoğraflar herşeyi anlatıyor diye sessiz sedasız kenara çekilecektim ama yine dayanamadım iki kelam etmeden duramadım. Nasılsınız, iyi misiniz, hal hatır sormadan gitmeyeyim ☺ Kendi kendini anlatan fotolar da koysam ben yinede anlatmadan duramam. Evet koltuk kaplandı, evet kılıf dikildi, evet kırlentte el yapımı. Bu koltuk kaç kere boyandı unuttum :) Kardeşim sağolsun boyamalara doyamadı. Ama sanki bu sefer pek bi klas oldu ne dersiniz? Efendim boya üstüne boya yapmadık, chalk paint ile astar, üstüne boya yaptık. Beyaz, bembeyaz, tertemiz nur topu gibi bir berjer oldu. Hepinize güzel, sağlıklı ve musmutlu, taptatlı bir hafta diliyorum ☺


Pembe Palto

Cumartesi, Mart 22, 2014

Bu pembe paltoyu epey zaman önce Sheinside dan istemiştim. Birkaç gün önce ig da yayınlamıştım ancak bir türlü buraya ekleyemedim, sadece bir kere giydim havalar ısındığı için. O kadar sevdimki bu şeker pembesi paltoyu nerdeyse hava soğusun diyeceğim giyebilmek için ☺



Yok yok hava soğumasın, ben bunu seneye giyerim. Pembe paltoyu sipariş ederken modeli görür görmez tamam dedim, ama renkleri görünce çok zorlandım, mint yeşili, kırmızısı, hakisi her rengi var işte burada görebilirsiniz.


Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum, hava güzel, dışarı çıkmak biraz hava almak lazım, şimdilik hoşçakalınnn ☺

Viyana Seyahati Vol:2

Perşembe, Mart 20, 2014
Merhabalaaaarr, bugün dünya mutluluk günüymüş, umarım gününüz mutlu geçiyordur, bu postu bugüne yetiştirebilirsem bende daha bir mutlu olacağım...
Gezimize, Viyananın en çok turist çeken yeri olan Schönbrunn Sarayı ile devam etmek istiyorum. Burası o kadar büyük ve ihtişamlı ki fotoğrafta ne kadar belli oluyor bilmiyorum ama sarayda 1400 den fazla oda varmış. Gezdiğimiz odalardaki dekor son derece şatafatlı, tavanlar komple altın varaklıydı. 


İçerde fotoğraf çekmek yasak. Ama yaptım bi Türklük :) Serhan kızdı haklı olarak, tutamadım kendimi napiym, o kızıyor ben gülüyorum, bi yandan da çekmeye çalışıyorum, işte odalardan biri:


Ve işte süslü varaklı tavanlardan bir bölümü:


Başka da fotoğraf yok, Schönbrunn mutlaka ama mutlaka görülmesi gereken bir yer. Girişte telsiz telefon şeklinde sesli rehber alabilirsiniz. Odaların numaralarını tuşlayıp bilgi alabilirsiniz. Biz öyle yaptık, rehberde Türkçe seçenek de vardı. 

Viyana nın en şık, tarihi kafelerinden olan Demel görülecekler listesinde:


İçinin mimarisi ve dekorasyonu da sarayları aratmıyor maşallah :)


Karlsplatz cafe metro durağının hemen yanında tesadüfen çıktı karşımıza, yine tarihi görünümlü ve şık bir kafe:



Kafe deyince atlamadan yazayım, sachertorte yi bir de Aida da denedik. Aida iç dekorasyonu pembe ağırlıklı dizayn edilmiş, çalışanlarının kıyafetleri bile pembe olan şirin bir pastane. Ancak sacherin başarısı konusunda tam not veremeyeceğim, üzgünüm. Castelletto daha iyiydi.


Cupcakelerine ise sözüm yok :)


Bu sefer ki adresimiz Prater. Burada büyük bir lunapark ve içinde de Viyananın simgelerinden biri olan ahşap vagonlu dönme dolap (Riesenrad) var. Bu dönme dolap 1896 yılında 30 vagonlu olarak yapılmış, 2. dünya savaşında hemen hemen tamamı yanmış, 1947 yılında da 15 vagonlu olarak tekrar hayata geçirilmiş. 


Lunapark ın girişi, elinde Ipad, sırtında çantasıyla turist kocam :)



Dönme dolaba binmeden önce içinde minyatürlerin olduğu vagonlardan oluşan ufak çaplı bir müze var.


Minyatür park:


Ve işte dönme dolaba binme vakti. Ahşap vagonumuz geldi. Bu arada vagonlardan bazılarının içinde bembeyaz örtüleri, kadehleriyle düzenlenmiş masalar vardı. Bunlar saatlik olarak kiralanıp özellikle geceleri  şehrin ışıklı manzarasında yemek yeniyor, çifler için romantik bir ortam oluyormuş. Burada çok şık bir evlenme teklifi olabilir benden söylemesi.


Biz gittiğimizde kimsecikler yoktu vagonumuzda sadece bizdik. Şehri tepeden gördük.


Gezdik gördük ne yiyeceğiz diyenlere, Viyananın en meşhur yemeği şüphesiz ki şinitzel. Gitmeden önce seyahat notlarını okurken anladım ki viyana da her yerde şinitzel var ve çoğu başarılı ancak açık ara tavsiye edilen yer Figlmüller. Biz de haliyle burayı tercih ettik. İki tane Figlmüller var. Bir tanesi işte bu pasajın içinde:

 

diğeri de pasajdan çıkınca sağda, bu daha büyük, daha ferah diye bizim tercihimiz pasajın dışındaki Figlmüller oldu. Tabeladan anlaşılacağı üzre1905 den beri hizmet veriyormuş.


Hemen her saat kalabalık olan Figlmüller de akşam yemek saatinde rezervasyonsuz yer bulunmuyormuş. Biz henüz akşam olmadan acıkmıştık ve yer bulmakta zorlanmadık.


Bu tabaktaki porsiyon tam değil yarım porsiyon şinitzel ve bize tam geldi. Çünkü tam porsiyon inanılmaz büyük, birimizin bitirmesi imkansızdı, yarımı bile Türkiye porsiyonlarına göre gayet bonkör. Siparişi verirken chicken demeyi unutmayın çünkü domuz şinitzeli de var, karışıklık olmasın. Ve gelince ilk lokmayı aldığım zaman anladım ki: ilk defa gerçek bir şinitzel yiyorum bu bir, bu Figlmüller boşuna ünlü olmamış bu da iki.


Şinitzele yaptığım övgünün belki beş katını bu gördüğünüz patates salatası hak ediyor. Eğer ikisi arasında tercih yapmak gerekse düşünmeden patates salatasını alırım, o kadar lezzetli bir sosu varki anlatamam. İnternetten araştıracağım bakalım bulabilirsem, neymiş bu karışım diye.


Eveeeett, fazla yormadan bu postu da bitirelim. Siz bunları okurken bende gidip üçüncü postu hazırlamaya başlayayım. Umarım beğenmişsinizdir. Kapanışı da şu muhteşem güzelliklerle yapıyorum, şimdilik hoşçakalın, mutlu kalın ☺




Blogger tarafından desteklenmektedir.