Öykü' müz Dünyaya Geldi...

Pazar, Aralık 21, 2014


Ben Öykü, 14-12-2014 tarihinde yani geçen hafta bugün dünyaya geldim...Annemle babam beni 10 gün sonra gelecek sanıyorlarmış ama 39. haftanın ikinci günü artık doğmalıyım dedim. Benim kararımdan kimsenin haberi yok tabi annemler mışıl mışıl uyuyorlardı. Hallerine üzüldüm, gece bekledim. Pazar sabahı 8.30 a kadar sabrettim ama uyanmadılar. Bende artık ufak bir sinyal vermeliyim dedim ve annemin suyunu patlattım. Çok komik oldu, annem tuvaletim geldi diye kalktı bi baktı altına kaçırdığını sandı minik bi bebek gibi :) Önce şaşırdı, sonra anlayıp babama seslendi doğuruyorum suyum geldi diye. Birazcık panik oldular ama çok değil. Hemen doktorumu aradılar, hastaneye doğru hızlıca yola çıktık. Annemin karnını ağrıtmaya başladım galiba kıvranıp duruyordu. Neyseki hastane yakınmış babam hemen götürdü. Ama ben acele edip suyu patlattığım için annem normal doğum yapamadı, ama napiym çok özlemiştim annemi babamı...Hemencecik doğdum herşey bir saat içinde olup bitti, annem bile şaşırdı. Karnından çıkınca anneme götürüp koklattılar baktım ağlıyor, ben de bastım çığlığı. Sonra beni odaya götürdüler annem kaldı. Meğer babam ordaymış, teyzem, anneannem, dedem, babaannemler herkes yukarda bizi bekliyormuş, baktım onlar da ağlıyor. Bu sülale çok sulugözlü anlaşılan. Bu sefer babamın kucağına verdiler o zaman sustum. Gözlerimi açıp babamı inceledim, iyi bir baba olacak bence. Bize çok iyi baktılar hastanede, ama evimiz daha güzel. Şimdi evimizdeyiz ve çok mutluyuz. Annem biraz yorgun ve uykusuzmuş ama yine de bana hep gülümsüyor. Bizde durumlar böyle, benden fırsat bulursa annemde yazacak buraya. Ben dünyaya geldiğimi bi haber vereyim dedim. Şimdi biraz emip sonra uyumam lazım malum başka işim yok, şimdilik hoşçakalın...

Öykü Bayrak


Göz Baskılı Şal

Cumartesi, Aralık 20, 2014

Kahvaltı Sofrası

Perşembe, Aralık 11, 2014

Kahvaltı sofrası dediğin...özenli olmalı, hele ki hafta sonu ise vaktin varsa, keyfin de varsa...


Hafta içi aceleyle yapılan tek çeşit kahvaltılarda olmayan her şey çıkmalı bu sofraya. Belki sıkma portakal suyu...


Cheddar peyniri biraz...


Domatesli biberli kahvaltılık sos...


Üstünde dumanı tüten misss gibi kaşarlı omlet...


Bal, reçel...



ve acelesiz, bol kahkahalı uzuuuun bir sohbet olmalı...Geçen pazar Elçin'in sofrası tam da böyleydi, haftayı bitirmeye iki kalmışken aklıma düştü hemen paylaştım. Şimdilik hoşçakalınnnn :)


Bordo Uzun Hırka ve 38. hafta

Çarşamba, Aralık 10, 2014

 38. haftaya girmemle beraber ev hanımlığına geçiş yaptım biliyorsunuz. Halimden şu an için memnunum çünkü ağırlaştığım için evde kah dinlenip kah ufak tefek şeylerle uğraşarak vakit geçirebiliyorum. Oysa işteyken öyle değildi. Dediğim gibi tam vaktinde eve geçiş yaptım şükür. Kilo alımım durdu, iştahım aynı ama son bir buçuk aydır kilom da aynı. Karnım pilates topu gibiymiş annemin dediğine göre :)  NST de sancı filan görünmüyor bebek yerinde rahat, bende bu koca göbeğe alıştım yuvarlanıp gidiyoruz :) 
Hamilelik böyle, giyim kuşam da ona göre oluyor haliyle. Benim sadık yarim hamile taytı ve çorabıdır orası kesin. Ama tabi yine de hem şimdi hem sonra giyilebilecek şeyleri tercih ederek giyim kuşamdan vazgeçmiyoruz. Sheinside siparişim bordo salaş hırka tam kara kış için. Hatta nerdeyse dışarda bile giyilebilir, maşallah zırh gibi :) Kalın ve tok dokumalı sıcak mı sıcak tutacak bir hırkaya ihtiyacı olanlara duyurulur.


Botları da Elçin Deichmann çocuk reyonundan almış :) Küçük ayakların avantajı, bazen böyle sevimli şeyleri daha ucuza bulabiliyorsunuz.




Günler çabuk geçiyor. Heyecan ve merak dozu her geçen gün artarak devam ediyor. Bakalım neler olacak, şimdilik hoşçakalın :)


Yılbaşı Süsü DIY

Salı, Aralık 09, 2014
Yılın bu zamanını çok seviyorum. Hava soğuk, gri ve karanlık olsada yılbaşı süsleri, renkli ışıklar, kırmızı ve yeşil ağırlıklı vitrinler beni çok mutlu ediyor. Yılbaşı temalı şeylere bakmaya doyamıyorum. Pazar günü  başka bir şeyler yaparken arada bu süsleri de yaptık. Ağaç kabukları ve meşe palamutları evde vardı.
Kalp köpükleri bebek odası için internetten almıştım.


Böldük parçaladık yapıştırdık sonuç böyle :)



Siyah Deri Kollu Mont

Pazartesi, Aralık 08, 2014

Haftanın ilk postunu evden hazırlıyorum çünkü cuma günü doğum iznim başladı. Yasal olarak çalışabileceğim sürenin sonuna kadar çalıştım ve nihayet evdeyim. Bundan fazlasını yapamazmışım zaten epey ağırlaştım. Artık ufak tefek işlerin dışında evde bol bol dinlenmeye çalışıyorum. Vakit azaldı, bakalım her an her şey olabilir, heyecanlıyım :)


Göbeğimden dolayı şimdilik önü kapanmasada bu montu çok sevdim. Kolları deri ve fermuar detaylı oluşu hoşuma gitti.   Ön fermuarını kapatabileceğim günler yakındır inşallah :) Sheinside montun detayları burada.



Evde olmanın huzuru da başkaymış, şu durumdayken son haftaların keyfini çıkarıp biraz kendime vakit ayırmayı planlıyorum. Stres, fesatlık, kötülük uzak olsun bizden inşallah. Geri sayım başlıyor...Herkese mutlu bir hafta diliyorum, şimdilik hoşçakalın :)



Fırında Çıtır Çıtır Ekmek Dilimleri

Çarşamba, Aralık 03, 2014

Bundan öncede  bir çok defa fırında ekmek üstü pratik lezzetleri çok sevdiğimi yazmıştım. Bunlardan ilk aklıma gelenler  pizza taklidi yapan ekmekler  ve baget ekmeği ile tavuklu sandviç tariflerim. Hele ki ekmek biraz bayatlamışsa, üzerine sevdiğimiz malzemeleri ekleyip fırınlayıp mis gibi ve taptaze dilimler elde edebiliyorum, bayat diye ekmeği atmamış oluyorum. Buna o kadar alıştık ki Serhanla, ekmek atmak diye bir şey hatırlamıyorum evlendiğimizden beri. Hafta sonu yine bir gün önceden kalmış ekmeğimizi böyle değerlendirdik. Ekmek dilimlerinin üzerine salça, zeytinyağı, sarımsak tozu, kekik ve bir parça lor peyniri ile hazırladığım karışımı sürdüm. Üzerine rende kaşar, domates ve biber ekledim.


 10 dakika fırınladım...


Çıtır çıtır ve çok lezzetli oldu.


Taze ekmekten daha iyi oluyor, deneyin göreceksiniz. Sokaklarda aç insanlar varken evde her bir nimete şükredip, bir lokmayı bile ziyan etmememiz gerek diye düşünüyorum. Afiyet olsun :)



37. Hafta

Pazartesi, Aralık 01, 2014
37. haftaya girmemle beraber kendimi epey bir ağırlaşmış hissediyorum artık. Bu haftaya kadar hiç değilse sabahları enerjim fena değildi güne başlarken. Ancak son birkaç gündür sabahları da nerdeyse sürünerek kalkıyorum. Bugün işe gelmek için hazırlanırken epey bir zorlandım. Giyinmek, saç baş . yapmak, makyaj filan artık gözümde öyle büyüyor ki...Zaten yasal olarak 37. haftanın sonuna kadar çalışılabiliyor. Bu hafta sonunda benimde sürem doluyor bundan sonrası beni bozar :) O belli oldu.


Kontroller haftada bire çıktı ve her gittiğimde NST denen cihaza bağlanıyorum. Şu an için sıkıntı yok. Son kontrolde doktor artık kendine vakit ayırman gerek dedi. Yani artık son günler ve dinlenmem, kendimi hazırlamam lazım. İş yerinde herkes sen hala burda mısın diye takılıyor. Bense hep doğuma bir hafta kalaya kadar çalışırım diye düşünmüştüm. Ama artık anladım ki buraya kadar ancak gelmişim, farkında olmadan yorulmuşum. Sözün kısası 37 biter, Ebru gider...



Karnım ise yeterince büyük olmasına ilave olarak iyice sertleşti. Bebeğin yeri kalmadı sanırım, gerindikçe patlayacak gibi oluyorum. Son iki haftadır japon balığı gibiyim doyma iç güdüm kalmadı. Ağzıma sürmediğim şeyleri yemeye başladım. dün akşam cips yedim, sabaha da pişman oldum. Cips ne yaa? Neyse ki yüzdük kuyruğuna geldik Allah'ın izniyle. Giyim kuşam işini bu zamana kadar bir şekilde hallettim. Ama tabi kendi tarzımdan fersah fersah uzaklaştım mecburen. Arada Sheinside dan gelenlerle hevesleniyorum ama kısa sürüyor :) Hayatımın en taytlı, en uzun penyeli aylarını yaşadım. Yeni gömleğim işte burada, puantiye ile kırmızı gülleri bir arada hiç giymemiştim, giyince sevdim.


İşte son durum böyle. Şimdi son kontroller, hastaneye gidip odayı inceleme, fotoğrafçı işini halletme gibi işler kaldı. Hepimize kolay gelsin, güzel bir hafta diliyorum. Umarım şu beş günü de atlatırım biraz evde kafa dinlerim, iyi haftalarrrr :)


Blogger tarafından desteklenmektedir.