kırkımız çıktı
lohusalık
lohusalık halleri
Sheinside
sheinside alışveriş
sheinside elbise
sponsor
yurtdışından alışveriş
Kırkımız Çıktı
Evet gün itibariyle kırkımız çıktı ve fakat an itibariyle halen evden çıkamadık. Bugün dışarı çıkmayı planlamıştık, dışarı dediysem annemlere :) Öyle büyük hayallerimiz yok henüz, çünkü hava çok soğuk, evden eve gidebilirsek ilk sefer için o da yeter. Ama Öykü uyuyor, bende fırsattan istifade bilgisayar başındayım, Serhan işyerinde yani hafta içinden farklı bir durum yok. Kırk günün sonunda neler oldu neler bitti, nasıl geçti anlamadım. İlk zamanlar geceler gündüze karıştı, emzirirken uyuya kaldım, bazen Öykü ağlarken zor bela kalktım, bazen uyansa diye sabırsızlıkla bekledim...Günlerim emzirme, alt değiştirme, gaz çıkarma ve uyutma olarak dörde ayrılmış şekilde geçti. Bu arada kendimi unuttum diyebilirim. Arada tartıya çıkıp baktım kendim için, o kadar. Kilo konusu açıldı madem onu da yazayım. Hamilelikte toplam 17 kilo aldım. Şu an 12 kilo gitti kaldı 5. Kilo vermek adına en ufak bir şey yapmadım çünkü emziriyorum. Bu kalan kilolar nasıl ve ne zaman gider bilmiyorum. Bu arada poz vermeyi unutmuşum hihihihi, elimi kolumu nereye koyucam bilemedim :) Kırkıncı günümüzde fazladan beş kilomla beraber ben :)
Biraz zayıflarsam eteğin boyu daha makul hale gelecektir diye umut ediyorum...
İki arada bir derede post hazırlamak neyse de, elbise giyip fotoğraf çekmek ölümmüş yani. Giyin, hazırlan içerden bir ağlama sesi koş bebeğe bak, sustur, baştan başla...Tam bir kare çekecekken tekrar bir mızıltı hoop yine koş! Neyse hepsine alışıcam inşallah Öykütoş büyüdükçe o da alışacak. Bir şekilde idare edeceğiz artık hayatımız böyle, hiç şikayetçi değilim Allah'a bin şükür :) Ben daha fazla şansımı zorlamadan bu yazıyı bitirip kaçayım. Şimdilik hoşçakalın, az yazıyorum ama çok özlüyorum buraları. Herkesi öpüyorum :)
Pakmaya
pakmaya puding
pakmaya sütlaç
pakmayalı tarifler
pratik sütlaç
pratik tatlı tarifi
En Pratiğinden Sütlaç
Merhaba dünyalı :) Doktor ziyareti hariç evden çıkmayalı bir ay olunca kendimi uzaylı gibi hissediyorum da o bakımdan :) Alıştım gerçi, dışarıya çık deseler nereye giderim ne yaparım hiiiiç bilmiyorum. Ben biraz daha kalayım yuvada en iyisi. Mesela bi on gün daha, kırkımız o zaman çıkıyor. İşin şakası bi yana can atıyorum dışarı çıkmak için. Dışarda yemeğe gitmek, sinemaya gitmek, alışveriş yapmak, belki sadece biraz hava almak...hepsi olur.
Bu arada öğünlerimizi (eğer vakit bulabilirsek) en pratiğinden en hızlısından atıştırma şeklinde geçiriyoruz. Çünkü saat kaçta yersek yiyelim tam o anda Öykü uyanıp ağlamaya başlıyor :) Bu evde benden habersiz yemek yedirmem abi diyor adeta. Gelelim sütlaç mevzusuna. Pakmaya'dan yılbaşı hediyesi gelen pakette sütlaç vardı. Hazır puding yıllardır yapıyorum ama sütlacın hazırını ilk defa denedim. Evde kendi yaptığımızdan daha kıvamında, kararında desem abartmış olmam. Annem bile kendi sütlacından daha çok beğendi nerdeyse. Hiç uğraşmadan mis gibi pratik bir tatlı. Bu vakitsizlikte tam benlik.
Bunlar da Pakmaya'nın hediye kutusu. Çok teşekkür ederiz kendilerine. Kullandığım her ürün birbirinden güzel. Çikolatalı pudingini de tavsiye ediyorum.
Öykü anneanne kucağında uyurken bende bu postu hazırlamaya fırsat bulabildim. Ankara yine karlı puslu. Allahtan evdeyiz bu soğukta işe gitmediğim için çok mutluyum. Uykusuzluk ve yorgunluk var ama olsun, herşeye değer. Şimdi ben annelik mesaime döneyim izninizle. Hepinize güzel günler, şimdilik hoşçakalınnnn :)
Doğumdan üç hafta sonra yavaş yavaş bir düzene girmeye başlıyor hayat. İlk hafta kaos, ikinci hafta acemilik, üçüncü haftayı da nispeten işi kapmış halde tamamladık. Kırkı çıkmadan evden çıkılmazmış, bizde sabırla bekliyoruz kırkımızın çıkmasını. Hoş çıksak nereye nasıl çıkacağız, hava buz gibi ve kar 10-15 santimi buldu. Ama sıcacık evden kar manzarası izlemek de çok keyifliymiş.
Evde hayat aheste aheste, koşturmasız ve acelesiz geçiyor. Hiç bu kadar uzun süre evde kalmamıştım, fena da değilmiş. Öykü uyuduğunda yemek yeme, tuvalet, ortalık toplama gibi işleri hallediyorum. Her tarafta bebek eşyalarının olduğu dağınık bir ev bana göre değil. Çok şükür son bir haftadır bunu yapabilmeye başladım :)
Uyanınca ise ritüel belli; altını değiştir, emzir, gazını çıkar ve tekrar uyut...Bunu gün içinde defalarca yaparak 24 saati tamamlıyoruz.
Uyanınca ise ritüel belli; altını değiştir, emzir, gazını çıkar ve tekrar uyut...Bunu gün içinde defalarca yaparak 24 saati tamamlıyoruz.
Evin düzeni değişti, çamaşırlıkta artık minicik çoraplar, şapkalar, eldivenler var ve mis gibi kokuyorlar :) Ana kucağı, puset, buhar makinesi evin dekorundan bir parça oldu. Kendisi de yatak odamızda ufacık bir beşikte uyuyor, odada üç kişiyiz artık :) Ve hayat çok değişti, iki kişilik dünyamız üç kişilik oldu. Hala bakıyorum bakıyorum inanamıyorum, ben mi doğurdum onu diye. Karnıma nasıl sığdı onu hala çözemedim, bir kendi değil plasentası suyu filanda vardı. Doğumun olduğu pazar günü suyumun gelmesi ve hastaneye gidip bebeği doğurmam toplamda iki saat bile sürmemişti, şimdi bakıyorum üç hafta geçmiş bile. Hala bir şaşkınlık içindeyim. Çok şükür herşey için, bunu yaşattığı için Allah'a şükürler olsun. Lohusalık halleri diye başlık attım ama öyle hallenmiş filan değilim :) Farklı bir şey yok sadece biraz uykusuz biraz da halsizim. Kendime geldikçe evdeki zamanı daha planlı kullanmaya başlarım diye düşünüyorum. Ben şimdi kızım uyurken biraz dinleneyim. Herkese güzel bir gün diliyorum şimdilik hoşçakalın :)
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)