Süet Topuklu Ayakkabı

Pazartesi, Ağustos 31, 2015
Babetler ve spor ayakkabılarla geçen bir yıldan sonra artık yavaş yavaş topuklulara geçiyorum. Hamileyken zaten giyememiştim sonra Öykü küçüktü, mevsim kıştı, pek bir yere gitmiyorduk filan derken sürekli spor ayakkabı-ugg-babet-sandalet giydim. Akşam çıkacağımız zaman da çok kısa topukluları tercih ettim. Ama artık zamanı geldi, şeytanın bacağı kırılsın, ilk düğünde giyilmek üzere ennn topuklusundan bir ayakkabı alınsın dedim. Uzak doğu alışveriş sitelerinde ayakkabı numarası uydurmak çok zor. Ayağım 36 numara doğumdan sonra yarım numara büyüdü gibi geliyor, bir de çin bedenleri hep dar olduğu için 38 olur diye düşünerek leoparlı babet istemiştim, çok büyük geldi. Bu defa ayağımı iyice ölçtüm mezura ile, ölçü tablosundan defalarca check ettim ve ayağımın onların ölçülerine göre 36,5 olduğunu anladım. Ama ne yazık ki istediğim modellerde o numara yok mecbur 37 istedim. Neyseki oldu. Ayakkabıyı buradan inceleyebilirsiniz.



Benim çektiğim fotolarla sitedeki fotoları karşılaştırın birebir aynısı olduğunu göreceksiniz. Shein de en sevdiğim şey bu. Bambaşka şeyler gelmiyor. Ne görüyorsanız o. Beklediğim ve beğendiğim gibi geldi, çok memnun kaldım.


Ayakkabı böyle hareketli ve iddialı olunca sade bir elbise giymeyi tercih ettim. Hiç bir numarası olmayan bu siyah elbise ile kombinledim. En sevdiğim ve en rahat ettiğim siyahlarıma büründüm oohhh rahatladım :) 






Shein Ayakkabı Burada 
Shein Elbise Burada 

Siyahla Beyazın Aşkı Biter mi?..

Perşembe, Ağustos 27, 2015
Tüm dünyayı siyah beyaz görmek ister miydiniz? Ya da televizyonu siyah beyaz izlemek?Muhtemelen ikisine de cevabınız hayır. Peki giyim söz konusu olunca siyahla beyaz kadar birbirine yakışan ikili var mıdır? Cevap tabii ki yine hayır. Zıt kutupların çekimi gibi, iki ayrı dünyanın buluşması gibi siyah ve beyazın birlikteliği de her daim şık, sade ve klas olmuştur. Asil ve mağrur siyahın yanında masumiyetin rengi beyaz... Bu iki renkle sonsuz kombinasyon yapılabilir. Siyah-beyaz kareli, siyah-beyaz puantiyeli, siyah-beyaz çizgili...ilk aklıma gelenler. Hepsini çok severim ama puantiyenin yeri benim için başkadır. O zaman iri puantiyelerle başlayalım.



Enine çizgilerin ise kilolu gösterdiği söylensede ne çizgili giymekten kimse vazgeçecek, ne de çizgilerin modası geçecek. 




Kalem elbiseler ise kalem etekler gibi ince vücutlara çok yakışıyor.



Bu sene yine çok moda olan maksi elbiselerde genelde floral desenler var ama klasik çizgilerden şaşmayayım derseniz siyah beyaz burda da baş rollerde.


İri kareli mini elbise ise hem spor hem günlük çok rahat çok sade ve zamansız.



Pötikare ise puantiyeden sonraki favorim. Tabii ki siyah beyaz olacak. İrili ufaklı, ince kalın her türlüsünde gözüm kalır, tıpkı bu elbisede olduğu gibi...



Siyah beyaz filmler gibi modası geçmeyen eskimeyen bu kombinlerden sonra daha renkli yazılar da gelecek. Şimdilik hoşçakalın :)


Ayvalık Cunda Gezimiz

Çarşamba, Ağustos 26, 2015
Yine bir gezi yazısıyla devam ediyorum. Daha önce de yazmış olduğum ve gezmeye doyamadığım Ayvalık ve Cunda var sırada. Biz Dikili'ye 40 dakikalık mesafede olan  Ayvalığa günübirlik olarak gidiyoruz. O tarafa tatile gittiğimiz her sene uğramadan dönmeyiz, dönemeyiz yazık olur çünkü :) İşte bu senede yine aynı şekilde arabaya atladığımız gibi Ayvalık da aldık soluğu. Amma velakin bu sefer her zamankinden farklı olarak korkunç sıcak bir hava karşıladı bizi. Öyle ki gezmeye başlayabilmek için akşam üstü olmasını bekledik. Çünküüü artık minnak bir bebekle seyahat ediyoruz, her yere bizimle geliyor gelmesine ama henüz çok küçük, dikkat etmek lazım. Önce Cunda tarafını gezelim dedik. Cunda'da sokaklar yine güzel, 


çarşı yine güzel, 


deniz yine güzeldi...


Çarşıda zeytin ağacından yapılmış servis tabakları ve daha bir sürü güzel aksesuar bulabilirsiniz. Onun dışında deniz kabuklarından yapılmış süsler ve harika cam hediyelikler var. Havanın biraz serinlemesini beklerken oturduk ve dondurma yedik. Sakızlı başta olmak üzere her çeşit meyveli dondurma var. Girit dondurmasıymış, fena değil ama çabucak eriyor. Aslında bu sefer tekne turu yapmak istedik çok güzel gezi tekneleri vardı ama hava çok sıcak olunca bir sonraki sefere dedik. 



Burada cennetten ufak bir parça görmek ve denize girmek isterseniz adres: Patricia plajı. Zeytinliklerin yanından dar bir yolu takip ederek plaja gidebilir, sonsuz sükuneti ve muhteşem havayı içinize çekebilirsiniz.


Eşimin denizde bulup benim için çıkardığı deniz yıldızı, hayatımda ilk defa bir deniz yıldızım oldu :)



Alttaki manzara ise Ayvalık'ın meşhur Şeytan Sofrası'na ait. Burası kayalık bir tepede, rivayete göre şeytanın ayak izi olduğu söylenen bir delik var. Ayak izi şeytanın mı değil mi bilmem ama manzarası muhteşem. Ayvalık'ı 360 derece izleyebilirsiniz buradan.


Kalmak isteyenler için ufak butik oteller ve pansiyonlar mevcut. Bizim öyle bir planımız olmadığı için detaylı araştırmadık. Beğendiklerimizi dıştan fotoğrafladık.


Yemek konusunda gelince Cunda'nın balıkçıları ve mezeleri meşhur. Bunların da en bilineni Bay Nihat. Tüm mezelerin şahane, balıkların taze ve lezzetli olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Yalnız fiyat konusunda da lezzet konusunda olduğu kadar iddialı :) Daha uygun yerler de var. Denemek lazım. Yemek sonrası Bay Nihat'ta kahvenizi içebilir ya da meşhur Taş Kahve'ye gider çay kahve keyfini orada yaparsınız. 


Burda da sıcaktan mayışmış bebeğe hal hatır soran babası :)


Dönüşte karnımız açsa da değilse de bir ayvalık tostu yemeden gitmeyi düşünmeyiz bile. Çünkü ilk yediğimde anladım ki ben daha önce hiç ayvalık tostu yememişim :) Burada tostun ekmeği çıtır çıtır taptaze, mükemmel, içindeki malzeme ise belli, öyle ne buldularsa doldurmuyorlar Ankara da olduğu gibi. Ayvalık tostunu nerede yiyelim derseniz; Açelya Kafe. Denize sıfır, temiz, güzel bir mekan.


Mutlaka bizim bilmediğimiz daha nice yerler vardır buralarda. Her gittiğimizde yeni şeyler keşfediyoruz biz de. Keşfettikçe de bloga aktarıyorum okuyanlara fikir verir belki diye. Yazımın sonunda bol seyahatli, sağlıklı ve güzel günler diliyorum, daha yaz bitmedi :)

Eski Foça Gezimiz

Pazartesi, Ağustos 24, 2015
Bu sene Kuşadası sonrası Dikili öncesi yolda Foça'ya uğramaya karar verdik. Foça, bir lahmacuna 50 lira verilen, insanların piyasa yapmaktan tatil yapamadığı pahalı, burnu büyük tatil beldelerinden değil, doğal, sıcak, sevimli ve bozulmamış...Bizde uyandırdığı hisler böyle en azından. Eski ve yeni olarak iki kısım var biz Eski Foça'yı tercih ettik gezmek için. Gelir gelmez samimi havası bizi içine çekti ve şöyle bir uğrama planıyla geldiğimiz Eski Foça'da akşamı ettik. İyi de ettik. Bir daha ki sefere inşallah kısmet olursa kalmak istiyoruz. Çok şirin butik oteller gördük. Arabayı marinanın önüne parkettik ve yaya olarak gezdik. Her ne kadar saatler geçirsek de Eski Foça da eminim daha göreceğimiz çok yer var. Mesela çok güzel balıkçılar vardı ama yiyemedik, karnımızı kumruyla doyurduğumuz ve yola devam edeceğimiz için. Neyse bunu bir ön keşif turu olarak kabul ediyorum ve Eski Foça nın güzelliklerini sizlerle paylaşmaya başlıyorum. 



Şu balıklar var ya...gözleri pırıl pırıl parlıyordu, çiğ çiğ yiyesim geldi. Tezgahın önünde durup epey bi baktım :)



 Foça'nın da sakızlı dondurması meşhurmuş. Sakızlı şeylerle aram yok ama dondurmamızı aldık tabi buraya kadar gelmişken.


İşte böyleydi dondurma, çocukluğumda okul çıkışı pastaneden aldığımız dondurmalar gibiydi tadı. Ben kavunlusunu çok sevdim.


Ara sokakların havası ise bambaşkaydı. Bu şemsiyeler her ne kadar artık her yerde görülmeye başlayıp orjinalitesini yitirsede benim hala hoşuma gidiyor. 


Sokağın tepesini olduğu gibi ağaç dalları kaplamış, koca sokak çardak gibi olmuş serin, gölge ve yeşillik. Hiç böyle bir sokak görmemiştim.


Doğal ürünler satan mini mini dükkanlar...


Sokakta fesleğen satıyordu adamın biri ve her bir fesleğen pilates topu gibiydi :) Ellemeden yanından geçerken bile burnumuza buram buram kokusu gelen mis gibi fesleğenlerde gözüm kaldı. Arabada böyle devasa fesleğeni sığdıracak yer bulsam hemen alırdım, ama maalesef...


Eski Foça sımsıcak şipşirin bir yer. Tekrar gitmek için can attığım yerler listeme girdi. Bilenler zaten bilir, bilmeyenler için ufak bir tavsiye olsun diye yazmadan geçemedim burayı. Bol seyahatli, sağlıklı ve güzel günler dilerim :)


Alman Pastası

Cumartesi, Ağustos 22, 2015
Geçtiğimiz gün severek takip ettiğim Pelin Chef in sitesinde Alman Pastası adlı tarifi gördüm. Benim bildiğim alman pastasına hiç benzememekle beraber son derece iştah açıcı görünüyordu. İşim yoktu, Öykütoş uykudaydı, tüm malzemeler evde vardı, o halde daha ne duruyordum :) Hemen koştum mutfağa bir çırpıda kekini hazırladım. O pişerken de kremasını. Göz açıp kapayana kadar pastam hazırdı. Doğru dolaba attım. Akşam eşim o kadar beğendi ki yemeyi bırakıp onu izlemeyi tercih ettim :) Hem malzemeleri evde bulunan şeyler, hem pratik, hem çok lezzetli. Dolayısıyla sık yapılacaklar listeme aldım bu alman pastasını.





Malzemeler: 

Kek için:
2 yumurta
Yarım su bardağı şeker
1 çay bardağı süt
1 çay bardağı sıvıyağ
3 çay bardağı un
1 paket #pakmaya vanilya
1 paket #pakmaya kabartma tozu

Krema için:
2,5 su bardağı süt
1,5 çay bardağı tozşeker (ben 1 bardak kullandım çok tatlı sevmiyoruz diye)
1 çay bardağı un
2 tatlı kaşığı #pakmaya nişasta
1 yumurta sarısı
1 paket #pakmaya vanilya

Yapılışı: Yumurta ve şekeri köpürene kadar çırpın ve sonra içine süt, yağ ve vanilyayı ekleyip iyice karıştırın. Diğer bir kapta un ve kabartama tozunu karıştırıp sıvı karışıma ilave edin kısa bir süre düşük devirde karıştırın. Yuvarlak kelepçeli kek kalıbına dökün 170 derece ısıtılmış fırında 35-40 dakika pişirin. Pelinchef  35 dakika üzeri folyoyla kapalı olarak pişirip son beş dakika üstünü açın diyor bende öyle yaptım harika oldu. Bu arada krema için tüm malzemeleri tencereye alıp karıştırarak pişirin. Muhallebi gibi kıvama gelince kapatıp soğutun. Kek de soğuyunca ortadan ikiye kesip kremamızı ortasına sürüyoruz. Sonra doğru dolaba. Servis yapmadan önce pudra şekeri ile süslemeyi unutmayın. Özellikle ertesi gün tadına do-yul-mu-yor :) 


 Şimdiden afiyet olsun...

Abajur Süsleme DIY

Perşembe, Ağustos 20, 2015

Merhaba, gündem üzücü, gündem acı dolu, keyifsiz...Burada yazmak istemiyorum ama hiçbirşey yokmuş gibi de yapmak olmuyor. Söylenecek bütün kelimeler de sığ ve anlamsız kalacak onu da biliyorum...ne diyeyim gerçekten bilemedim, artık kimse ölmesin ne olur, başka birşey demiyorum...
Fotoğraflardan anlaşılacağı gibi bir abajur macerası var blogda bugün. Öykü'nün odasına abajur lazım oldu bir tane beğendim ama gereksiz pahalıydı. İkea da kardeşimle gezerken bu plastik abajuru gördüm 12 liraydı. Hemen kafamda ampul yandı :) Uzun zamandır ne dikiş, ne dıy anlamında hiçbirşey yapamıyordum, başlamış oldum böylelikle. Abajurun kendisi şuydu:


Ne yaparım diye biraz düşündüm organze kurdele ve kraft kağıdımı çıkardım.


Tülden üstüne bir başlık yaptım gül şeklinde.


Sonra yine kurdeleden şeritler kesip abajurun kafalığını hediye paketi gibi boylamasına kapladım.



Baktım hala gözüme eksik geliyor, puantiye aşkımda malum son bir numara daha düşündüm. Ve en son kraft kağıttan delgeçle puantiyeler çıkarıp üstüne yapıştırdım. Arka fondaki duvar kağıdı ile puantiyelerin tonu tam tuttu tesadüf :)


İşte olduuuu :) Öncesi sonrası böyle. Basit plastik bir abajur aldım biraz oynadım, biraz eğlendim, sonunda zevkime uygun şirin bir abajur oldu.


Böyle birşeye ihtiyacınız olursa farklı kumaşlar, farklı renklerle kendi odanıza uygun şeyler yapabilirsiniz. Haa sonuç istediğiniz gibi olmazsa da zararınız 12 lira olur, hiç değilse denemiş olursunuz :) Hepinize güzel bir gün diliyorum...


Bepanthol Cilt Bakım Kremi

Salı, Ağustos 18, 2015
Çok eski ve bilinen bir marka olan Bepanthol ün merhemini yıllardır evde kullanırdık. Öykü doğunca Bepanthol pişik kremini de almaya başladım ve gayet memnunum. Şimdi cilt bakım kremi çıkmış ve bunu da bir haftadır kullanıyorum. Bir ay sonunda cildime bakıp devam edip etmemeye karar vereceğim. Bu bir haftada gördüğüm ince bir krem, yağlı ve kalın bir tabaka bırakmadan güzelce nemlendiriyor. Kokuya alerjisi olan veya kokulu ürün sevmeyenler için de ideal çünkü kokusu yok. Onun dışında birşey yazamıyorum denemeye devam ediyorum. Şimdilik iyi gidiyo onu söyleyebilirim.



Herkese mutlu bir gün diliyorum ♥


#trnd #bepanholciltbakımkremi #bepanthollegücünügöster


Blogger tarafından desteklenmektedir.