20 Aylık Öykü'm

Hamilelik, doğum, ilk üç ay, altıncı ay, yaşına girdi derkennnn zaman hızla ilerledi ve Öykütoş 19. ayını bitirdi. Bebek sahibi olanlar çok iyi bilir çocuk yetiştirirken "büyüdükçe kolaylaşan" bir durum olmuyor ne yazık ki. O yüzden burda hiç birbirimizi kandırmayalım :) Benden daha önce anne olup, ben giderken dönen annelerin "daha bunlar birşey değil canım" larını dinlerken az gıcık olmuyordum kendilerine, itiraf ediyorum. Amma velakin anne olarak geçen 19 ay boyunca anladım ki; evet, onlar haklıydı! Allahtan ki şu dondurması erimiş diye üzülen kara gözlü kuzu çok tatlıydı da tüm yorgunluğum bir bakışıyla geçip gidiyordu.


Hamileyken karnında taşıyorsun, bel ağrıları, bulantılar, riskli dönemler, son aylardaki nefes darlıkları ne kadar zorlasada muhteşem bir süreç ve hormonlar filan derken mutlu mesut yaşıyorsun koca göbeğinle. Doğunca bambaşka bir dünyaya adım atıyorsun, bir bakıyorsun uykuya hasret kalmışsın, zombiye dönmüşsün, kimi gece emzirirken bebek kucağında dalmış gitmişsin :) Sonra ilk aylar geçiyor huzura erer gibi oluyorsun bu seferde emdi-emmedi, kilo aldı-almadı, derken emekleme ve nihayet yürüme ile beraber evin içinde bir minik canavarla yaşamaya başlıyorsun. Artık yakası bağrı açılmadık dolap, çekmece kalmadığı gibi bu çekmecelerden çıkanların nerelere dağıtıldığını bulmak da ayrı bir uzmanlık gerektiriyor :) Demek ki neymiş her zaman bir önceki dönem sonrakinden daha kolaymış. 


Benim Öykütoşum doğduğundan beri öyle çok sorun yaratan bir bebek olmadı şükür. Ama şimdilerde azıcık azıcık ucundan kıyısından bi inatlaşmalara, bi asabileşmelere, istediği olmayınca ağlama nöbetlerine başladı beni de bi korku sardı. Son günlerin modası istediği olmayınca asabileşmek, herşeyi büyükleri taklit ederek kendi yapmak, yemekleri ağzından çıkarıp atmak ve yerlere dökmek, alt değiştirme zamanı gelince mızıldanmak, yapma dediğimizin tersini yapmak... Karı koca "ay bu çocuk hiç böyle değildi", "e nooldu da şimdi böyle yaptı", "yok yok bunun huyu değişiyo" diye dellenmelere başlar gibi olunca Hop dedim kendi kendime! Bi dur, bi soluklan, aç şu kitapları göz at, internete bak bi milletin çocuğu ne yapmış, etrafa sor, bir bilene danış...Ve sonuç olarak anladım ki 2 yaş sendromu "terrible two" 18-20 aylık başlar, çocuktan çocuğa farklılık göstererek kiminde bir yıl kiminde daha uzun sürebilirmiş. Bebeklerin asabiyeti zihinlerinde canlandırdıkları becerilerle gerçek hayatta yapabildiklerinin uyuşmamasından, konuşamıyor/az konuşabiliyor olup derdini tam anlatamamasından kaynaklanırmış. Yani hemen her bebekte yaşanan şeylermiş. Bunu bilmek rahatlatıcı tabi ama o inatlaşma anlarının bazılarında kafamdan dumanların çıktığı gerçeğini değiştirmiyor bu. Tek tesellim etraftaki anne bebekler arasında çok daha beter sahneleri görmem :) ve hemen akabinde Öykütoşa sarılıp şükrediyorum, beterin beteri var haline şükret dostum diyerekten  :) Zaten vukuatlar çabuk başlayıp çabuk da bitiyor. Öykütoş balının siniri saman alevi Allahtan. Ama tabi her zaman böyle olmayabiliyor. Bazen istemeden sesimi yükseltiyorum, bazen yanından kaçıp ona kadar sayıyorum :) E bizde insanız...Tek derdim iyi bir anne olabilmek, ancak bu "iyi anne" olmanın da bir kuralı, bir kitabı yok. Yaşadıkça öğreniyoruz birşeyler. Tam öğrendik derken bakıyoruz başka şeyler çıkmış. Bende artık elimden geldiği kadar üstüne düşmemeye, Öykünün şalteri atmaya başladığı an dikkatini başka şeylere çekmeye, "hayır"ı çok kullanmadan başka alternatif göstererek idare etmeye çalışıyorum. Anladığım kadarıyla sabredeceğiz, yumuşak olacağız başka da bir püf nokta yok.


Ama bunların yanında büyüdükçe çok da tatlış oluyor tabi. Ne olursa olsun iyi ki ona kendim bakıyorum, işe ara vermekle en doğrusunu yapmışım diye düşünüyorum. Bakalım annelik serüveninde daha neler bekliyor beni :)



12 yorum:

  1. Hangi dönem kolay/zor biraz da kişiden kişiye değişir sanırım. Her dönemin farklı zorluğu var; örneğin yeni doğan bebeğin uyku sorunları veya meme uçları yara olmuş bir anne mi, yoksa okula başlayan çocuğun derslerle ilgili sıkıntıları mı?
    İki oğlum da epey büyüdüler. Büyük oğlan ergen artık, ufaklık 6. sınıf. İkisini de kendim büyüttüm, bakıcısız ve aile büyükleri olmadan. Minik halleri sevimliydi sevimli olmasına da tercih edebilecek olsam ne zamanki birlikte bir şeyler yapmaya başladık o zaman anne olmaktan keyif almaya başladım derim:) Şimdi başka başka zorluklar var, harçlık kullanımından tut, arkadaş seçimi, okul ilişkileri vs. Her aşamada anne-baba olarak dengede olmak zorundasın, doğru zamanda anlatmak, anlayabilecekleri düzeyde aşırı müdahaleden kaçınarak hayatlarına yön vermek gibi gibi gibi. Kolay mı, asla. En güzel yanı onlar büyüdükçe kendime zaman ayırabiliyorum, arkadaşlarıma, hobilerime. Onlarla tatile çıkmak keyif, ne yapıyorsak hepsine eşlik ediyorlar.

    İşe ara vermek iyi bir tercih olmuş. Bu zaman çok değerli, büyümesini görmek, her aşamanın tanığı olmak çok güzel. Başkasının ağzından değil, birebir yaşamak çoğu şeyi çok değerli. Sabır önemli, birlikte gerçekten vakit geçirmek, ona önemli olduğunu hissettirmek, güven duygusunun temellerini atmak bu dönemi kıymetli kılıyor. (çok gıcık değilim umarım:))
    Sana güzel kızınla hoşça vakit geçirmeni diliyorum, çok hızlı geçiyor zaman. Sağlıklı olsunlar, mutlu büyüsünler de sıkıntılar her dönemde var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın. Ben de yaşadıkça görüyorum ve her dönemin ayrı zorluğu/güzelliği olduğunda hemfikirim. Ara ara bunaldığım oluyor ama biliyorum ki zaman çabucak geçecek ve bugünleri çok özleyeceğim. Güzel yorum için ayrıca teşekkür ederim :) Sevgiler...

      Sil
  2. Oyy kıyamam hem sevimli hem de zor süreçler ama o herşeyi unutturuveriyor olsa gerek :))

    YanıtlaSil
  3. Oyy maşallah,nasıl da büyümüş,zaman su misali onlarla..Terrible 2,3,4 devam ediyor ama iyi ki varlar bu bir gerçek..Hayat onlarla anlamlı ve güzel..Sıkıntılı süreçler belli aralıklarla geliyor bu bir gerçek..An geliyor insan bu benim çocuğum mu diye şaşırıyor ama ne yapalım sabredices :) bilhassa annelik çok büyük emek...her daim mutlu gülen yüzlerini görmek dileği ile,sağlıklı ömürleri olsun kuzucuğun,öpücükler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emek harcamadan ebeveynlik olmaz zaten haklısın, sabredeceğiz :)

      Sil
  4. canlarım benim iyi anne nasıl olunur bilmiyorum ama tek isteğim mutlu çocuklar yetiştirmek.
    İnan şu anda imdaat diye bağırasım geliyor kimi zamanlar ama şükrediyorum her şey için.
    Bu durumu çabuk atlatırsınız inşallah bol bol aktivite yapın zihnini boşaltın biz öyle atlatmıştık Kerem de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Gülsencim çocuk mutlu olunca annede iyi annelik yaptığını hissediyor zaten. Bazen insan zorlanıyor ama dediğin gibi aktivite, gezme filan derken işler düzeliyor :)

      Sil
  5. Sorunlu bir bebek olmaması sizin için avantaj :) Pek de şirin gözüküyorsunuz :)

    YanıtlaSil
  6. O terrible dönemi görmedin daha sen canım . benim başımda 12lik dişi bir ergen var hareketlerinden kafayı yiyorum. Bir türlü geçinemiyoruz. Sabredilecek gibi de değil. ne kadar alttan alıyorsam o zaman da o kadar şımarıyor. Uzun sürmese bari bu dönem:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayy o zamanları düşünemiyorum şimdiden ama duyduklarım bana yetiyor :))

      Sil

Yorumlarınızı benimle paylaşmak ister misiniz?

Blogger tarafından desteklenmektedir.