Toledo Seyahat Notları


Madrid yazılarımın ilkini buradan ikincisini buradan okuyabilirsiniz. Madrid e gelmeden önce planlarımızda yarım saat uzaklıktaki Toledo şehrine uğramak da vardı. Plana sadık kaldık ve ertesi gün için tren biletimizi almak üzere tren garına gittik. Madrid tren garı mutlaka görmeniz gereken bir yer aman diyim not alın :) Garın adı Atocha. İçine girince çok şaşıracaksınız bizim gibi. Çünkü dıştan güzel, hoş bir bina... 


Ancak esas sürpriz içerde, girince yemyeşil mini bir ormanla karşılaşıyorsunuz. Garın tam orta yerine tropikal bitkilerin bulunduğu harika bir botanik bahçesi yapılmış. Bahçenin önünde havuz ve havuzun içinde de yüzlerce irili ufaklı kaplumbağa var. Öykü görünce çıldırdı. 





Bu bahçenin yan tarafına ise uzakdoğu ürünleri fuarı kurulmuştu. Onu da gezdik. Hiç böyle bir tren garı görmemiştik. Çok hoşumuza gitti.


Toledo ya gideceğimiz sabah kahvaltımızı garın içindeki cafelerden birinde yapmaya karar verdik. Burada yediğimiz sandviçler gayet lezzetliydi fiyatı 2.5 € ve oldukça doyurucu. Tren bileti fiyatı ise 17€. Tren öncesi Öykütoşun alt değiştirme işi için bebek odası aradık. Buradaki aile odasının içini harika dekore etmişler. Duvarda kocaman bir maymun yavrusu fotoğrafı var. Ayrıca tavanda ışıl ışıl bir disko topu :) Alt değiştirirken mızıkçılık yapan Öykü tavandaki ışıklı topla maymunun hatırına hiç sesini çıkarmadı. Bu detay bizim gibi bebekli gezenler için :)

Toledo Madrid'e hızlı trenle yarım saat uzaklıkta ve tren son derece konforlu, sessiz, hızlı, bir anda kendinizi Toledo'da buluyorsunuz zaten. Yolculuk bitip de Toledo'ya varınca yine şahane bir tren garına geldiğimizi gördük. Dışı dantel gibi işlenmiş otantik görünümlü, içi de yine aynı tarz da tarihi ve çok şık bir bina.





Hemen ilk girişte yer alan information center dan aldığımız bilgiyle şehrin çok yokuş olduğu, yaya gezilmesinin mümkün olmadığı ve hop on hop off otobüsle gezmenin en iyi alternatif olduğunu anladık. Otobüsün kişi başı fiyatı 10€. Şehri in/bin yapıp geziyor, geri dönerken de yine aynı otobüsü kullanabiliyorsunuz. Hemen atladık merak ve heyecanla otobüsümüze. Gerçekten ilk andan itibaren yokuş çıkmaya başladık. Bu şehir tam yüksek yüksek tepelere kurulmuş :) Burada bebek arabasıyla filan yaya gezmek imkansız. Otobüse bindik, merkeze varmamız 15 dakika sürdü. Giderken şoför yolda iki defa  fotoğraf çekip manzaraya bakmamız için durdu.


Toledo İspanyanın Madrid den önceki başkentiymiş. Yunan kökenli Toledo şehri geçmiş zamanlarda bir müddet müslümanların egemenliğine de girmiş. Toledo dört asır boyunca İber yarım adasının kültür ve din merkezi konumunda kalmış. Dünyanın en büyük ortaçağ şehirlerinden olan Toledo şehrinin tarihi kısmı 1986 da  UNESCO Dünya Miras listesine alınmış. Toledo taş evleri, daracık sokakları ve kılıçlarıyla ünlü. Ayrıca burası meşhur Don Kişot'un yaratıcısı Cervantes'in doğduğu şehir. Fotoğraftaki Tako nehri şehrin etrafından geçiyor ve İber yarımadasının en büyük nehri.



Sokaklarda dolaşmaya başladığımız ilk andan itibaren buranın huzurlu, sakin, sıcak havası bizi sardı.




 Toledo çelik ve çelik ürünleriyle ünlü, hediyelik ürünlerin hemen hepsi çelikten yapılmış.


Ayrıca filmlerde kullanılan kılıçların, kalkanların hepsi bu şehirde yapılıyormuş. Toledo Hollywood filmlerinden kazanıyor da denebilir :) Osmanlı zamanında bizim padişahlar da kılıçlarını bu şehirde yaptırmışlar.




Toledo nun kılıçlarından sonraki en ünlü şeyi olan marzipanları ise görüntü olarak hiç ilgimi çekmedi. Zaten sevdiğim birşey değil diye geçip gidecektim ki Serhan deneyelim deyince iki tane en küçüğünden aldım. Ama o da ne! O nasıl bir güzellik, o nasıl bir lezzet! Ben ki tatlı şeylerden hiiiç hazzetmem...ağzımdaki bitmeden tekrar aynı dükkana koşturdum. Bir paket daha aldım ve onun da yarısı bitti bir çırpıda :)



Güzelim taş sokaklarda harika kareler çektik. Sanki bir film seti gibiydi. Hep bu tabiri kullanıyorum biliyorum ama en güzel böyle açıklanıyor :)


Cervantes'in memleketinde Don Kişot un ve kendisinin birçok heykeli vardı.


Karnımız acıkınca kalabalığı takip ederek gözümüzün tuttuğu bir yer seçtik. Burası küçük gibi görünen ancak yukarı doğru üç kat çıkan bir restoran. Antrikot istedik. Bir yurtdışı klasiği olarak az pişmiş geldi. Biz de böyle seviyoruz zaten, çok da lezzetliydi. Hatta belki yediğim en yumuşak ve lezzetli et bile olabilir. Yanında patates ve salata ile servis edilen et fazlasıyla doyurucu oldu. İçecekle beraber 18 € tutan bu yemek her kuruşu haketti. Boğa kuyruğu eti de neymiş, al sana bildiğin antrikot!


Her yurtdışı seyahatinin en olmazsa olmazı, aç kalsak bile son paramızla yapmamız gereken şey: magnet almaktır. Onu almadan dönememiz diye birşey söz konusu bile olamaz. Toledo dan buraya özgü dört tane magnet aldık. Aslında bir veya iki tane yeterdi ancak seçemedik hepsi güzeldi.
Dönüş biletimiz 18.25 de olduğu için bir saat öncesi otobüsle gara doğru yola çıktık, geldiğimizde hala epey vakit vardı. Etrafı turladık, bir uzakdoğu marketinden ıvır zıvır aldık. Geldiğimiz gibi trenle hızlı ve zahmetsiz şekilde Madrid'e döndük.


Toledo notları:
- Çok huzurlu sakin bir havası var
- Taş evler ve dar sokaklar harika.
- Burada yemeden marzipan yedim demeyin.
- Havası çok temiz.
- Stresin S'si yok.
- Madrid den daha çok sevmiş olabiliriz :)

İspanya maceramızı bu yazı ile (şimdilik) bitirirken son söz olarak Madrid'i de Toledo'yu da çok sevdiğimizi belirteyim. Ekim ayı buraları gezmek için ideal bir zaman oldu ne sıcak aklınızda olsun. Umarım severek okumuşsunuzdur, yeni seyahatlerde görüşmek üzere, sevgilerimle :)



13 yorum:

  1. Toledo gitmeyi en çok istediğim şehirlerden biri; nedense böyle ayrı bir sempatim var. Sayende gezmiş kadar oldum ^_^ Yalnız o tren garının güzelliği nedir ya Ebru! Harika!!!! İŞte yeşile, doğaya saygı, sevgi sonradan okullarda öğretilince değil, kültürün bir parçası olunca bunlar oluyor... umarım biz de o bilinç seviyesine geliriz bir gün. Çok öptüm!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğin çok doğru anca beylik laflar, ormanı sev, yeşili sev...ama etrafa bak apartmanda teyze manzaram kapanıyo diye ağaç kestirir, köprü yapılır ağaç kesilir, koca koca siteler yapılır bahçesinde tek ağaç yok!.. Neyse umarım değişir bizde de birşeyler. Toledo ya ise gerçekten gitmeni isterim farklı bir şehir ve çok huzurlu bir havası var...

      Sil
  2. Looks like a wonderful city!

    http://beautyfollower.blogspot.gr/

    YanıtlaSil
  3. Gar'ın ortasında böyle bir güzellik olsun. İmrenilesi bir durum bayıldım.

    YanıtlaSil
  4. Beautiful place and pictures:) You look gorgeous as always:)
    kisses

    http://irreplaceable-fashion.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  5. Ebrucum ne kadar güzel fotoğraflamışsın, tekrar orada hissettim kendimi bir an :)
    Ve marzipan konusunda kesinlikle sana katılıyorum, başka hiçbir yerdeki marzipanlara benzemiyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Giden gören birinden bunu duymak ne güzel :) Teşekkür ederim beğendiğine sevindim...

      Sil
  6. Çok güzel fotoğraflar. Gezecek çok yer var. Sayende biraz olsun gezmiş oluyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım benim sen de gidersin hepsine öpüyorumm :)

      Sil
  7. Gezmek gerçekten harika , yeni yerler denemekte öyle.Bol görsel kullanmanızı çok sevdim.ne güzel yerler varmış belki benim cehaletimdendir ama ben adını bile duymamıştım bu şehrin.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı benimle paylaşmak ister misiniz?

Blogger tarafından desteklenmektedir.