Öykü'nün Uğurböcekli Doğum Günü

Cuma, Ocak 29, 2016
Aslında geçen ay kutlamamız gereken ancak araya yurt dışı seyahati, hastalık vs girince bu aya kalan Öykütoşun doğum gününü iki hafta önce yaptık. Aklımda belli bir konsept yoktu aslında. Sadece renk düşünüyordum. Münih seyahatinde alışveriş yaptığımız bir dükkanda bir kadın Öykü'ye uğur böceği hediye etti. Sonra Galleria da gezerken çocuk kostümleri katında bu uğur böcekli kostümü bulduk derken konsept belli oldu. Zaten o da bize uğur getiren minik bi böcek değil miydi? 


Hemen başladım hazırlıklara. Bir yaşında bebeğin en rahat evde olacağını düşünerek evde yapmaya karar verdik. İyiki öyle yapmışız. Diş buğdayında Elcinify nin yaptığı balonlu süslemenin aynısını bu sefer kırmızı siyah krepon kağıdı şeritler ve kırmızı siyah puantiyeli balonlarla ben yaptım. Balon şişirme dışında pek zorlanmadım diyebilirim.


Uğur böceği temalı parti setini ise Parti Sepeti nden sipariş ettim. Çok kaliteli malzemeler ve hemen ertesi gün elime geçti. İstediğim setin içinde peçeteler, tabak, bardak, kırmızı çatal bıçak, uğur böceği maskeler, puanlı balonlar, masa süsü ve su şişesi etiketleri vardı. Kırmızı kapaklı su alıp etiketlerini değiştirdim. 


Krepon kağıdından güller yaptım.


Öykü' mün ilk pastasını teyzesi yapmak istedi. Bende seve seve kabul ettim. İlk defa şeker hamurundan pasta yapmasına rağmen sonucu görünce ben bile şaşırdım :)  Yapımını ve tarifini merak edenler  Elcinify nin sayfasına girip bakabilir. 



 Annemler yine yemek işine destek oldular sağolsunlar. Ben de peynir, ekmek, zeytin ve cherry domatesle yaptığım uğur böcekli kanepelerle sofrayı renklendirdim. Bu sefer yemek işini biraz abartmışız o kadar kişi yedikten sonra kalanları dört eve bölüştürdük yine bitmedi.


Bu sofrada görünenler buzdağının görünen yüzü diyebilirim :) Ye ye bitmedi :)


Sonuç olarak tam istediğimiz gibi oldu ve kuzumun bir yaş günü kalabalık aile ve akraba grubuyla samimi bir ortamda geçti. Öykü kendini ordan oraya attı, emekledi, kalktı, düştü, güldü, oynadı, yoruldu...Ama çok eğlendi. Son davetlilerde kapıdan çıkınca ağladı :) Bu güzel günden bir gün sonra ise bizi ne yazık ki hastalıkla boğuşacağımız bir gece bekliyordu :( O da başka yazının konusu olsun. Bu yazının neşesini bozmayalım. Öykütoşum hayatı boyu iyilerle karşılaşsın, sağlıklı, mutlu ve vicdanlı bir insan olarak büyüsün, Allah onu nazardan, kötü gözden korusun.

Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum, kalın sağlıcakla :)



Son Moda Kışlıklar Hem de Çok Uygun Fiyatlara! / Winter wishlist

Perşembe, Ocak 28, 2016
Gün geçmiyor ki yeni şeyler keşfetmeyeyim. İşte evde olup her işi internet üzerinden halletmenin faydaları. Yeni keşiflerden daha güzeli de bu keşifleri paylaşmak. Blogum da bunun için var zaten. Yine bir kışlık wishlist yaptım. Yine fiyatlar çok uygun kolajların altındaki linklere girip fiyat ve diğer detayları inceleyebilirsiniz. Hadi bakalım, neler girmiş listeye:

Havalar -15 lerde giderken gayri ihtiyari hep kabanlara, montlara, yapay kürklere gidiyor aklım.




Özellikle ilk karedeki ceket uzun zamandır gözüme çarpıyor bir çok sitede. O kulaklara bayılıyorummm...




Renkli paltolarda kışı biraz olsun renklendirmek için birebir.




Bunlara bakarken arada şu canım tiril tiril gömlek elbiseler gözüme ilişti. Eee her kışın bir de baharı var di mi ama:)


Tez zamanda yazlık wish listler yapacağımız günler inşallah :) 






Kareli Elbise

Çarşamba, Ocak 27, 2016
İş yerinde olsun, hafta sonu olsun giymeyi en, ama en sevdiğim şey tartışmasız elbisedir. Öncelikle kendime yakıştırdığımdan, ikinci sebep de elbiselerin kombin derdi olmadan tek parça giyip çıkılmasından. En fazla hangi ayakkabı diye düşünürsünüz, o kadar da olsun :) 
Daha önceden de bahsettiğim gibi özellikle bele oturan ve eteği böyle kloş modeller favorim. Ancaaak, kilo konusunda pek istediğim noktada olmadığımdan dolayı bu tip elbiselerin de hepsi istediğim gibi durmuyor. Ne kadar ince bel olursa o kadar güzel duruyor. Gerçi ince vücutta her model güzel duruyor bunu da itiraf edelim yani. İşte böyle hem halinden hoşnut olmayıp hem de bir türlü aksiyon alıp işe girişemeyenlerdenim. İnşallah bu yıl bir beş kilo veririm de kendimi şaşırtırım. Ne diyorduk, işte bu kareli elbise sitede görünce hemen üstüne atladıklarımdan biri oldu. Tek düşündürücü tarafı pileli eteği. Ütüsü biraz zor oldu da :) Ama modeli çok sevdim. Altına krem rengi opak çorap giydim, saçlarımı da örüp tepeden topladım. İşte böyle:

v





Selfieler hep instagramda olacak değil ya bloga da koyalım bi tane :) İnstagram kullanıcı adım eebrubayrak ve çok güzel bir çekiliş yapıyorum, kazanan LAV dan yaldızlı bardak takımına sahip olacak, sayfama beklerim...


Kareli Elbise: Shein



Kış Modasında Neler Varmış?..

Salı, Ocak 26, 2016
Bu yıl aslında son yıllarda sıklıkla yaşadığımız gibi hemen hemen herşey moda. 60 lar, 70 ler,80 ler esintili kıyafetler, militer kıyafetler, monokrom desenler, siyah-beyaz, pul-payet ve yapay kürkler. Yani çok şanslı bir dönemdeyiz. Elimizdekileri, hatta varsa annemizin, anneannemizin dolabındaki sağlam parçaları bile rahatlıkla değerlendirebiliriz. Bende kısa bir tura çıktım. Hem ne var ne yok bakmak, hem de  en beğendiklerimi sizler için derlemek istedim. Bakalım siz de beğenecek misiniz :) Ürünlerin fiyatlarını görmek için resimlerin altındaki numaralı linklere tıklayabilirsiniz.

Bu sene özellikle kış da böyle sert geçerken yapay kürklerin sıcacık dokusu beni kendine çekiyor. Hazır modayken bir bakalım modellere. Üçüne de bayıldım ben en çok da 3 numaraya :)



Dantel ise çok moda. Bazen sadece detaylarda, bazen de tüm elbisenin kumaşında:


Leopar desenini çok severim. Hatta bir zamanlar leopar pek ortada yokken tüm salon takımını leopar yapmışlığım var :) O zamanlar görenler şaşırmıştı, çok radikal gelmişti galiba bazılarına. O günler geride kaldı artık leopar çok moda ve modası geçecek gibi de değil. O bir klasik:

Püsküller son dönemin favorilerinden. Kol altları, etek uçları en çok kullanılan yerler:



Son kolaj ise yaklaşan sevgililer gününe atıfta bulunarak kırmızılardan gelsin. Her ne kadar kırmızıya mesafeli bir duruşum olsa da güzel mi güzel bir renk. Yakışana da yakışıyor yani.




İşte bu yılın modasından benim beğendiklerim, fiyat olarak da uygun, güzel alternatifler...Mavi numaralı linklerden daha detaylı inceleyebilir, farklı modeller keşfedebilirsiniz. Hangilerini en çok beğendiniz merak ediyorum :)





Gülümsemeye dair şaşırtıcı gerçekler: Hangi gülümseme ne anlama geliyor?

Pazartesi, Ocak 25, 2016
Vücut dili kullanımının en belirgin özelliklerinden olan gülümsemenin farklı çeşitleri, altında farklı anlamlar barındırıyor. Tıpkı hissederek gülümsemenin ve mutlu olmadığımız halde gülümsemenin karşımızdaki kişiler tarafından hissedilebiliyor olması gibi, nasıl güldüğümüzün de karşımızdaki kişiler tarafından algılanış biçimi farklılıklar gösterebiliyor.

Dudakları kapatarak gülümsemek

Dudaklar kapalı şekilde gülümsemek, gülümsemenin en yaygın olarak kullanılan çeşitlerinden biri. Kolay yapılabiliyor olması, gülümsemek istemediğimiz ancak gülümsememiz gereken durumlarda karşı tarafa kibar ve nazik bir tepki vermeyi daha kolay hale getiriyor. Dudaklar kapalı olarak gülümsemek, çoğunlukla samimi algılanmayan bir gülümseme biçimi. Gerçekten hissederek gülümseyen kişilerden dişlerini göstererek gülümsemelerini bekliyoruz. Her ne kadar orta dereceli bir samimiyet belirtisi olarak algılansa da, karşımızdaki kişinin gülümserken dişlerinin beyazlığına güvenmiyor oluşunun ya da dişlerindeki problemleri gizlemek isteyişinin de dudaklarını sıkı şekilde kapatarak gülümsemeyi tercih etmesinin sebebi olduğunu da aklımızın bir köşesinde bulundurmakta fayda var.

Kendini beğenmiş gülümseme

Kendini beğenmiş ve odağın kendisinde olmasını isteyen insanların çoklukla kullandığı bu gülümseme çeşidinde, dudaklar genelde kapalı ve gülümseme sağa ya da sola çekilmiş olarak bulunuyor. Zaman zaman dudakların aralık olduğu ya da üst dudağın biraz daha kalkık tutulduğu durumlarda da gözlenebiliyor. Dudaklarla birlikte kaşlarda da bir tarafı kaldırmak gülümsemeyi tamamlayıcı olarak kullanılabiliyor.
Kendini beğenmiş şekilde gülümseyen insanların bir çoğu bulunduğu ortamda lider konumunda olmak isteyen ve odak noktası olmak isteyen kişiler. Kalabalık bir ortamda iletişim kurduğunuz kişilere bir süreliğine bu şekilde gülümsemeye devam ettiğinizde sizinle konuşurken çok daha dikkatli ve gergin olduklarını hissedebilirsiniz.

Yarım gülümseme

Kendini beğenmiş gülümsemeye oldukça benzeyen bu gülümseme türü, asimetrik bir görüntü yarattığı ve tam olarak ne yaptığınızın anlaşılmaması nedeniyle en karmaşık ve en farklı tepkiler alabileceğiniz gülümseme çeşidi. Kendine güven, utanma, ilgi, kızgınlık, dominantlık gibi birbirinden çok farklı duyguları yansıtabiliyor.

Ağız açık gülümseme

Ağız açık olarak gülümseme, dişlerin tamamının gösterildiği gülümseme çeşidinden farklı olarak, kahkaha atarken çekilmiş bir fotoğraf görüntüsünü andırır. Bu gülümseme de, şaşırtıcı şekilde çoğunlukla yapay ve samimiyetsiz bir imaj yansıtır. Her ne kadar yapay olsa da, bu şekilde gülümseyen kişiler çoğunlukla umursamaz, ben merkezci ve eğlenceli kişiler olarak tanımlanır. Özellikle fotoğraflarda fotojenik görünmenin en kolay yollarından biri, tüm dişleri göstermek ve ağzınızı olabildiğince açmak. Tabii ki öğle yemeğinde dişinizde maydanoz kalmadığından ve dişlerinizin yeterince beyaz olduğundan emin olduktan sonra:)

Bu içerik http://www.uplifers.com/ tarafından hazırlanmıştır.

Bir boomads advertorial içeriğidir.


Münih'de Yeme-İçme

Pazartesi, Ocak 25, 2016
Münih seyahat yazılarımın üçüncü ve son kısmını da her zaman olduğu gibi yeme içmeye ayırarak Münih dosyasını bir daha ki gidişimize kadar kapatıyorum. Bir daha ne zaman gidilir Allah bilir :) Yazıların ilkini buradan , ikincisini ise buradan okuyabilirsiniz. Bangkok Phuket de dahil olmak üzere seyahat ettiğimiz hiçbir yerde yeme içme sorun olmadı. Hem yeni tatlara açık olduğumuzdan, hem yemek konusunda çok nazlı olmadığımızdan dolayı zorlanmadan karnımızı doyurduk hep. Ancak bu defa yanımızda daha henüz bir yaşında olan Öykütoş olduğu için herşey öyle o kadar da kolay olmadı. Zor da olmadı ama biraz daha seçici davranmak zorunda kaldık diyelim. Yemek tuzlu, baharatlı, fazla salçalı olmayacak, içinde domuz eti bulunmayacak, besleyici olacak...Tabi bu yemekler yaban ellerde nerden bulunacak? Bir yere oturmadan önce menüyü inceleyip Öykü'ye göre birşeyleri nerde bulduysak oralara yöneldik. Hemen her yerde rastladığımız Nord See adlı balıkçıda çok güzel balık çorbası bulduk mesela. Onun dışında Galleria Kaufhoff un yemek katında çok geniş bir açık büfe vardı. Buradan istediğiniz yemekleri tabağınıza doldurup kaç gram aldıysanız ona göre ödeme yapıyorsunuz. Burayı tavsiye ederim. Bizim AVM lerdeki food court anlayışından uzak harika bir mekan burası. Her bir malzemesi çıtır çıtır, taptaze salata büfesi...


Zeytinyağlı, sebze sevenlere...


En güzeli de her çeşit et, her çeşit makarna ve pilavın bulunduğu sıcak büfesi...


Burası da tatlı sevenlerin köşesi...


Bizim tercihimiz ise belli: cheesecake yani kasekuchen :) 


Mutlaka gidilmesi gereken yerlerden biri de Agustiner Bierhalle. Bizdeki Kıtır'ın büyük hali gibi geldi bana. Ama çok daha eski bir yer tabi. İçi hemen hemen hep dolu. İki girişi var biri restoran kısmı diğeri de bizim tercih ettiğimiz pub kısmı.




Burası çok eski tarihi bir mekan ve içine girince o yaşanmışlığı hemen hissediyorsunuz. Avizeye ise hayran olduk resmen.


Burada Öykünün payına et suyuna sebze çorbası düştü. İçine ekmek doğradık yedi ama öyle bayıldı diyemem:)


Aynen böyle azıcık destekle bitirdi :)



Dışarıda gezinirken keşfettiğimiz ve yemeden önce görsel şölen yaşatan macaron ve pastaların bulunduğu bu dükkanın adı Maelu. Marienplatz daki bu pastacının önünde kuyruk vardı.



Ve işte muhteşem makaron ağacı!...


İlk gün çok acıkmış ve ilk gördüğümüz uzakdoğu restoranına ışınlamıştık. Yurtdışında uzakdoğu lezzetlerini adım başı bulmak ve uygun fiyatlarla yemek mümkün. Ankara'da sayılı olan uzakdoğu restoranlarındaki fiyatlardan bahsetmeme gerek yok sanırım. Ankara'da ördek etinin porsiyonu 40-50 tl civarı iken burada ördek etini menü şeklinde 9 € ya yedik.


Tavuk menü de gayet başarılıydı ve fiyatı o civardaydı. Aynı restoranda daha sonra açık büfe menü aldık onun da fiyatı kişi başı 11 € idi. Burada Öyküye uygun sadece pilav vardı, mamayla beraber onu yedi.


Viktualienmarkt ise büyük bir pazar sebze, meyve ve her çeşit gıda var.



Peynirler muhteşem görünüyordu.


Minik dükkanlarda tertemiz camekanlar arkasında her çeşit sandviç vardı.


Almanya deyince aklıma ilk gelen ekmek ve peynir oluyor. Orada yediğim ekmeklerin tadını hiçbir yerde bulamam herhalde.


Marketlerde kapalı satılan peynirler ise hem çok ucuz hem de lezzetliydi. Dönerken epey bir peynir aldık.


Sondan bir önceki gün otele yakın bir arap restoranında yedik. Arap diyorum ama tam nereliler anlamadım. İki katlı kocaman bir yerdi ve dopdoluydu. Tuvaletleri tertemizdi. Burada Öykü tanıdık bir lezzet buldu: Mercimek çorba :) Yediğimiz en güzel çorbalardan biri olabilir. Harikaydı...


Daha nice seçenek vardır eminim. Bunlar bizim yediklerimizden hoşumuza gidenler. Münih' de de Berlin' de olduğu gibi çok fazla yemek alternatifi ve mekan var. Eğer iki kişi gitseydik altını üstüne getirirdik ama Öykütoşla ancak bu kadar :) Umarım Münih yazılarını beğenmişsinizdir. Ve umarım gidecek birilerine yardımcı olur yazılarım...




Blogger tarafından desteklenmektedir.