Bunlara Bayıldım !...

Cuma, Nisan 29, 2016

Lumea Deneyimi Devam Ederken...

Perşembe, Nisan 28, 2016

Philips Lumea #benimzamanim kapsamında ikinci deneyimimi vakit geçirmeden paylaşmak istedim. İlk defa 15 gün önce tüm bölgelerde kullandığım Lumea yı iki hafta sonra dün tekrar kullandım. Bu defa ayarını 5 e getirdim ve hep o şekilde kullandım. Kesinlikle acı yok. Bunu tekrar paylaşayım. İlk uygulama sonrası olan kaşınma bu sefer olmadı. Kızarma da yok. Yani hiçbir uygulama yapılmamış gibi cildim. Kardeşim ve annemde de denedim onlarda hiçbir acı hissetmedi, iz ve kaşıntı olmadı ve kullanım kolaylığına şaşırdılar.

İlk uygulamamın üstünden iki hafta geçmesine karşın kol ve vücutta çıkması gerekenin yüzde otuzu kadar tüy çıktı. Hatta epey arandım tek tük birkaç bişey buldum o kadar. Ancak normalde de bende geç çıkıyor onu da belirteyim. Yüz bölgesinde ise herhangi bir fark olmadı. Dökülmeyi tam farkedemedim yüz bölgesinde. Bu uygulama sonrası daha dikkatli gözleyeceğim yüz bölgesini.

Kullanım için yüzse küçük vücutsa büyük başlığı takıp uygulama yapılacak yere aleti yerleştiriyorsunuz. Fotoğrafta olduğu gibi başlık uygun şekilde yerleşip hazır olunca yeşil ışık yanıyor ve ready (hazır) yazıyor. Atışı yapmak için alinizin altındaki tuşa basıyorsunuz o kadar. Bu sırada kullandığınız bölgenin hassasiyetine göre hafif bir ısınma hissediyorsunuz. Ten renginiz, tüy yapınız ve kullandığınız bölgenin hassasiyetine göre Lumea nın üstündeki beş farklı ayardan birini seçiyorsunuz. Kullanım kitapçığı zaten detaylı anlatıyor. Hepi topu bu zaten. İlk atıştan sonra tıkır tıkır bitiyor. 


Lumeayı iki ay düzenli kullanıp en son ne oldu bitti paylaşacağım. Aralarda ise kullandıkça farklı birşey var mı, azalma oluyor mu, çıkanlar nasıl çıktı onları da paylaşacağım. Yani an itibariyle hem fikir olduğum şey; şu ana kadar kullanmış/uygulamış olduğum en ama en kolay, acısız ve zahmetsiz epilasyon yöntem olduğu. Başlayıp bitmesi o kadar kısa sürüyor ki sanki bir şeyi yarım yapmışsınız da ondan bu kadar çabuk bitmiş gibi geliyor :) Kullanıma şimdiden on puanı veriyorum. Bir de olumlu sonuçlar verirseeee, tadından yenmez :) 

Ve gelelim son habere, Tavsiye Kanalı #benimzamanim adı altında harika bir yarışma başlatıyor. Detaylar Tavsiye Kanalı Blog da :) Herkese bol şans diliyorum...




Bebekle Seyahat

Çarşamba, Nisan 27, 2016
Geçen sene Nisan ayının son haftası Öykütoşla ilk tatilimize gittik. Üzerinden tam bir sene geçmiş, klasik olacak ama nasıl geçti anlamadım. 4 aylık bebekle yolculuk ve tatil azıcık zor ama çok zevkliydi. Zorluğu, pat diye bir yerden bir yere gidememek ve evden çıkmadan önce beziydi, hırkasıydı, battaniyesiydi hazırlık yapmaktan dolayı. Ama nazar değmesin gezmeyi seviyor galiba bizi üzmedi ve sorunsuz bir tatil geçirdik. Bir kere ilk üç kişilik tatilimiz olmasından dolayı özeldi. Sonrasında tüm yaz Kuşadası, Alanya, Belek yolculukları devam etti ve Aralık sonu bir yaşına girerken ilk yurtdışı seyahatimize çıktık. Havanın eksilerde olduğu yılbaşı zamanı bir yaşında bebekle beraber Münih'i gezdik. Önce olur mu kış kıyamet filan derken...kendimizi Münih de bulduk. İyi ki gitmişiz!...
İlk defa yurtdışına bebekle gideceğimiz için çok heyecanlıydık. Mevsim kıştı, bebek küçüktü, eşya çoktu!...Hazırlık aşamasında listemizi yaptık ve götürmemiz gerekenlerin ne kadar fazla olduğunu anlayınca ilk başta ufak bir şok yaşadık :) Neyse ki çabuk toparlandık, çok şükür ikimiz de planlı ve eli çabuk tipler olduğumuz için iki gün önceden her şeyi valizlere yerleştirmiş, bir gün öncesinde arabaya indirmiştik. Ben bebekten önce sadece kendi valizimi hazırlarken de önce liste yapıp sonra yerleştirdikçe listeden üstünü çizerek işi bitiriyordum. Öyle olunca eksik bir şey kalma ihtimali az oluyor. Tabi Öykü işin içine girince sadece ona bir valiz hazırlıyoruz. iki kişi gitmek ne kolay, ne zahmetsizmiş şimdi anladım :) İşte ilk tatilimizde Alanya sahilinde dört aylık Öykütoşum ve ben...


Bugüne dönecek olursak; bir kaç gün sonra bir yurtdışı seyahati daha kapıda ve ben yine başladım bavul hazırlıklarına.  Bu yazıyı yazma amacım bebekle tatile çıkarken neler alıyoruz, yolculuk aşaması nasıl oluyor, nelere dikkat ediyoruz bunları sizinle paylaşmak. Öncelikle bavula her gün için body, çorap, penye, pantolon-tayt ve hava gideceğimiz yerde soğuk olacağı için kazak-bluz ayırdım. Bunların birer de yedeğini yaptım. Otel odası sıcak mı soğuk mu olur bilmediğimden hem kalın hem ince tulum aldım. Yurtdışında reçetesiz ilaç alma konusu sıkıntılı olduğu için peditus, Calpol ve Ferro Sanol kan ilacını aldım. Bez, pişik kremleri, nemlendiricileri zaten hep yanımda. Bavula her ihtimale karşı kavanoz mamalarından da alıyorum. Uçak için ise bebek çantası yanımızda oluyor onun da içinde bez, krem, ince battaniye, atıştırmalık çubuk kraker, kavanoz mama, su, emzik ve oyuncak var. Oyuncak kısmında biz uçak seyahati öncesi hoşuna gidecek bir oyuncak, bir de kitap alıp o güne kadar ortaya çıkarmıyoruz. Bu sefer de öyle yaptık. Uçağa binip de Öykü mızmızlanmaya başlayana kadar bekleyip en son yeni oyuncağı çıkarıyoruz. Bu onu epey oyalıyor. Sonrasında uyuya kalmasını umut ediyoruz :) Geçen sefer öyle yapmıştı çünkü. İniş ve kalkışlarda basınçtan dolayı kulakları rahatsız olmasın diye uyuyor olması yada emiyor olması iyi oluyormuş. Bizimki emmiyor diye biberon verdik geçen sefer ama her dakika biberon elinde gezen çocuk o anda istemedi :) Yani iniş ve binişte Öykü uyanıktı ve emmiyordu, bir arıza çıkarmadı çok şükür. Bakalım bu sefer ne olacak?

Şimdi artık büyüdü ve bu hem avantaj hem dezavantaj. Yerinde oturmak istememesi açısından kötü, ama bir çok şeyin farkında olması ve oyuncaklara kitaplara ilgisinini artması yönünden iyi. Aldığımız kitapların içindeki resimleri ezberleyip ona sormamız için kitabı bize veriyor. Sayfaları açıp kedi nerde, ağaç nerde, robot nerde diye tek tek soruyoruz o da parmağıyla gösteriyor, bu şekilde zaman geçiriyor. Ama tabi bunlar da bir yere kadar. Son uçak yolculuğunda 12 aylıktı. 12 aylık bebekle 16 aylık bebek arasında da çok fark var mesela şimdi kalkıp yürümek isteyecek o zaman ne olacak bilmiyorum :) Yani şenlikli bir seyahat bizi bekler dostlar. Ne kadar hazırlık yapsan da tedbirli olsan da bebekle yola çıkan adam herşeye hazırlıklı olmak durumunda. Mesela Münih de müze gezerken ilk başta çok mutluydu, gülücükler, şen kahkahalar derken sonra birden sıkıldı, başladı ağlamaya, bağırmaya...Altı temiz, karnı tok, ortam güzel hiç bir sebep yok ama sanki çocuk çıldırdı!.. Ne yapsak olmadı, arabasına zor bindirdik, kaçar gibi çıktık, o da ağlayıp ağlayıp uyudu...Çocuklu çiftlere çok tanıdık gelecektir bu sahneler. Zorlukları çok, ama göze alıp ya eski hayatınıza devam edeceksiniz, seyahatlerinize gideceksiniz, ya da bebek var diye vazgeçip dizinizi kırıp evde oturacaksınız :) Biz ilkini seçtik, o nedenle Bismillah deyip alıyoruz biletleri, yapıyoruz seyahat planlarını. Öyküm de inşallah bizim gibi seyahati gezmeyi sever. Bu yazıyı okuyup da bebekle seyahat edenlerden tavsiyelerini bekliyorum. Bu arada bavul işine devam diyorum :)




Biri Ayakkabı mı Dedi :)

Salı, Nisan 26, 2016
En sevdiğim renk mor ve tonları. Zamanla sıkılırım sanıyordum ama yıllardır daha da artarak büyüyor mor sevgim. Ne alacak olsam moru nasıl duruyor ilk ona bakarım. Ayakkabı aşkım ise malum, çoğu kadın gibi bende bir ayakkabı delisiyim. Şimdi de renkli spor ayakkabılara taktım. Nerden bakayım derken Spartoo ile tanıştım. Spartoo bir online alışveriş sitesi ve tam 594 ünlü markanın ürünü burada satılıyor. İçinde yok yok. Kadın/erkek ve çocuk giyim, ayakkabı ne arasanız mevcut. Ben spor ayakkabı kısmını gezdim, bir çok marka mevcut. New Balance markasını da çok severim. Bu mor ayakkabıyı görünce çıldırdım. New Balance spor ayakkabıyı incelemek isterseniz burada


Öykü içinde 0-2 yaş bebek ayakkabı bölümünde çok tatlı şeyler var. Daha karar veremedim ama şu melissalara bayıldım:

Melissaları incelemek isterseniz burada. 19-24 arası numaraları mevcut.

Birde parmak arası leoparlı Havaianaslar var ki bittim :)

Leoparlı Havaianas sandalet ise burada, 19-26 arası numaralar mevcut.
Daha farklı modeller, markalar ve yeni bir alışveriş sitesi incelemek isterseniz buyurun Spartoo ya...



Somon Elbise

Pazartesi, Nisan 25, 2016
Şifon elbiseleri çok seviyorum. Çalışırken bu tip elbiseleri genellikle topuklu ayakkabılarla giyerdim. Şimdi iş değişti haliyle farklı kombinasyonlara yöneldim. Artık spor ayakkabılar hemen hemen her yerde, her kıyafetle giyiliyor bildiğiniz gibi. Bende spor ayakkabı ve ona uygun renk fularla kombinledim. Çok da hoşuma gitti. Şifonun hafif ciddi havası spor ayakkabıyla yumuşamış oldu. Somon rengine olan mesafeli tavrım ise yavaş yavaş değişiyor galiba. Hatta bu elbise sayesinde sevdim bile diyebilirim.


Somon elbiseye gelince, gördüğünüz gibi katlanabilir ve düğmeli kolları, yuvarlak etek kesimi ve tatlı rengiyle çok hoş bir elbise. Ben belindeki büzgülü kısmı gevşek bağladım ve bol kesim bir elbise gibi kullandım. O nedenle boyu daha uzun durdu. Ancak 1.70 ve üzeri iseniz bu elbise sizde tunik kıvamında olacaktır. Hatırlatmakta fayda gördüm. 





Fotoğrafları severek çeken biri olunca gülümsemek de daha bir kolay oluyor :) Umarım somon elbisemi beğenmişsinizdir. Hepinize mutlu ve güzel bir hafta diliyorum.

Ayakkabı:Puma



Makyaj Denemeleri

Cuma, Nisan 22, 2016
Makyajı ve iyi makyaj yapanları severim. Ancak kendimle ilgili olarak tecrübelerime dayanarak söylüyorum; ne kadar çok detaya girersem o kadar olumsuz sonuç elde ediyorum. Bundan dolayı gelin makyajımda bile abartmamaya gayret ettim. Her gün full face makyaj yapan biri değilim. Ancak son zamanlarda elime ulaşan ürünleri deneme isteğiyle makyaj konusuna daha bir ilgiyle eğilir oldum. Doğru makyajın ne kadar önemli olduğunun farkındayım. İşte şimdi sizinle elimdeki ürünleri ve yaptığım sarı farlı makyajımı paylaşıyorum. Önce kullanacağım malzemeleri ayırdım.


İlk olarak Avene in 30 SPF li BB kremini sürdüm. Tonu bana azıcık koyu gibi ama çok güzel bir ürün, çok doğal duruyor, fondöteni asla kullanmayacağım sıcak günlerde bu bb krem ideal. Far olarak Organica nın altın renkli organik farını kullandım. Pırıltılı farları çok sevmiyorum ama bu sefer değişiklik olsun dedim. Yalnız bu farın yapısı çok tozlu, çok sevdim diyemem. Sürerken çok zorlandım. Rimel olarak Maybeline smoky eyes kullandım. 


Allık olarak Lavera Sun Kiss bronzer, Cecile göz altı kapatıcı ve göz içine Cecile beyaz göz kalemi kullandım. Eyeline için çok sevdiğim duruşuna bayıldığım, mat ve simsiyah Maybeline matte eyeliner ı tercih ettim.


Sonuç ise aşağıdaki gibi. 



Makyaj blogu arkadaşlarım daha iyi bilir tabi, ama bana fena görünmedi, varsa tavsiyelerinizi bekliyorum, denemelere devam diyorum :)





Yıldızlı Kimono

Perşembe, Nisan 21, 2016
İşte yine çok sevdiğim ve üzerimden çıkarmak istemediğim bir kimono ile karşınızdayım :) Yıldızlı serinin son elemanı bu parça.

Son yıllarda çok moda olan kimonolar öyle kolay kolay listenin tepesinden inecek gibi durmuyor. Kısaları, uzunları, çiçeklisi, püsküllüsü derken binbir çeşidi olan kimonoları son iki sezondur ben de çok kullandım. Ama ilk defa yıldızlısını buldum. Bundan üç hafta önce sipariş için Shein' i karıştırırken bir baktım ki yepyeni bir dolu ürün gelmiş. Ve ilk defa bu kadar zor seçim yaptım neler vardı neler. Rengarenk, desen desen kimonoları burada  bulabilirsiniz.



Bu kimononun kumaşı penye yada şifon değil. İnce ama incecik bir triko. Yıldız desenleri de şifon tül gibi bir kumaştan. Çok sevdim çoookkk :)






Ayakkabı: Flo






Palette Yoğun Renk Açıcı ile Sarı Saç

Çarşamba, Nisan 20, 2016
Biz kadınlar bir araya gelince ortak konuların başını çeker saç boyama, saç açma, röfle, balyaj işleri. Kimi memnundur saçından, çoğunluk ise bir türlü bulamaz istediği saçı. Ben uzun yıllardır saçımı sarı kullanıyorum. Son dört yıl öncesine kadar dip boyası ve röfle ile saçlarımı sarıya boyatıyordum. Çünkü istediğim sarının röfleden başka hiçbir şekilde olmayacağı gibi saçma bir şeye inandırmıştı eski kuaförlerim beni :) Bu iki işlem için kuaför koltuğunda altı saat oturmuşluğum var. Ve bazen beğenerek çoğu zaman da içime sinmeyerek o koltuktan kalkmışlığım... Son kuaförüm gelin saçımı yapan Akın Özkan konunun dışındadır, kendisi bir tanedir sağolsun, çok da güzel sarı saç yapar. Ancak ben ona devam etmeye başladığımda röfleyi bırakmıştım, sonradan dip boyamı da kendim yapar oldum. Ve son boyamda aşağıdaki sonucu elde ettim.


Sarı saç deyince, ya doğal sarışınsınızdır ki o zaman renk tonu bulmak çok basit bir işlemdir. Ya da benim gibi teni ve göz rengi açık olup saçı nispeten koyu renk olanlardansınızdır. Bu durumda sarı saç sizi epey uğraştırır. Röfle ve balyajla hem saatleriniz hem de paranız uçar gider, saçların yıpranması da var tabi. En kötüsü zaman ve parayı boşver, her seferinde başka bir ton çıkar da bir türlü o istediğin tonu bulamazlar. İşte bundan dolayı ben artık kendi saçımı kendim boyuyorum ve aldığım en doğru kararlardan biri de bu diyorum. Bunu nasıl yaptığımı daha önce de anlatmıştım. Gelen maillerden sonra tekrar yazmaya karar verdim. Saçımın doğal rengi açık kestane, orta kalınlıkta yapısı var ve çok kuru bir saç. Dolayısıyla röfle yapılınca hep kopuyor ve uzamıyordu. Röfleyi en son düğün öncesi yaptırdım son oldu. Şimdi gelelim bu saç rengini nasıl elde ettiğime. Dip boyası için Palette 10/1 küllü açık sarıyı kullanıyorum. Küllü dediğine bakmayın gereksiz doreleşmeyi önlüyor ama öyle mat bir renk asla değil. Bununla her 40 günde bir dip boyası yapıyorum. 
Altı ayda bir de saçımı parlaklaştırmak ve tonunu açmak için yine Palette yoğun açıcı boyayı kullanıyorum. Bu açıcı saçı röfle kadar olmasa da bir parça yıpratıyor kurutuyor. Ama asla kopmasına sebep olmuyor. Ben de öyle oldu yani.
Ben bu sefer tüm saçıma uyguladım her tarafı açılsın istedim. Saçlarım çok yıpranmış olmayınca bir cesaret yaptım ve gayet güzel açıldı. Açıcıyı sürerken biraz dikkatli ve sabırlı olmak lazım. Benim gibi sabırsızlık yapmayın güzelce sürün yani :) Yoksa bazı yerleri atlayabiliyorsunuz. Bende olduğu gibi. Ancak bu işlemden sonra Palette 10/1 ile üstünden geçmek gerekiyor ki o çiğliği ve doreliği kapatsın.



İşte saç açma olayım böyle. Atla deve değil hepimizin yapabileceği bir şey. Ancak her saç tipi aynı değil, herkesin saç durumu farklı. İşlem görmüş ve çok yıpranmış saçlarınız varsa dip boyası tamam, ama bu açıcıyı tavsiye etmem. Çünkü saçı öyle ya da böyle kurutuyor, bunu bilip o şekilde işe girişmek lazım. Son olarak; bunlar benim tecrübelerim herkes için aynı sonucu verir mi bilemiyorum. O yüzden saç tipimi ve saçımın durumunu detaylı anlattım yukarıda, fikir versin diye.

Hızlı saç uzatma kürü yazımı buradan 
Saç bakımımı hangi ürünlerle yaptığımı da buradan okuyabilirsiniz.
Umarım ışık tutabilmişimdir, sevgilerimle :)



Dantel Detaylı Gömlek

Salı, Nisan 19, 2016
Havaların ısınmasıyla birlikte yaz geliyor diye ben de çocuk gibi sevinmeye başladım. Senenin Nisan-Ekim arası benim için jet hızıyla geçse de bu sefer ayak uydurmaya ve yazı doya doya yaşamaya kararlıyım. Güneşi ve harika havayı görünce hafta sonu yine eve girmek istemedik. Kombin çekimlerini de açık havada yaptık. Bakalım ne giymişim :) 

Beyaz gömleklerin ne kadar kullanışlı olduğundan bahsetmeme gerek yok sanırım. Hepimizin dolabında birden fazla beyaz gömlek vardır. Ben de özellikle de uzun gömlekleri çok seviyorum. Bu gömleği de çok severek giydim. Aslında kot şortla giymek istiyordum ama daha zamanı gelmedi. Yazın şortla bolca kullanacağım kesin.



Herşeyin yapaylaştığı son yıllarda tekstilde de polyester çok kullanılır oldu. Aslında hiç mi hiç sevmiyorum polyester içerikli elbiseleri. Ama işte o kadar yaygınlaştı ki kaçamıyorum. Bu gömleğin en sevdiğim yanı pamuklu olması oldu. Kumaşı incecik, hafif ve pamuklu bir kumaş, çok rahat. Sentetik kumaşları sevmeyenler için özellikle belirtmek istedim.





Bu güzel fotoğraflar için eşime çok teşekkür ederim. 



Shein' den Kargo Bedava Kampanyası!..

Pazartesi, Nisan 18, 2016
Bugün güzel bir mail aldım, sürekli çalıştığım Shein alışveriş sitesi reklam amaçlı 20 Nisan akşam saat 6 dan 21 Nisan yani ertesi gün saat 6 ya kadar 24 saat süresince, minimum rakam olmaksızın tüm alışverişleri kargo ücreti almaksızın yolluyor!.. Bu habere çok sevindim ve hemen sizlerle paylaşmak istedim. Sitede 1 doların bile altında fiyatlar var. %85 e varan indirimler uygunlamış en ucuz ürünleri bulabileceğiniz bu linke tıklayın derim. Çok kullanışlı, şık şeyler var. Aşağıdaki kolajda 10$ altındaki ürünlerden bazılarını sizin için ekledim.


Benden haber vermesi gerisi size kalmış, iyi alışverişler, sevgiler :)



Maksi Elbise

Pazartesi, Nisan 18, 2016
Hep diyorum maksi elbise severim diye. Amma velakin bebekle hayat insanın tüm hayatını değiştiriyor. Hele ki bizimki yürümeye başlar başlamaz özgürlüğünü ilan etti maşallah, koşturup duruyoruz peşinde :) Hal böyleyken değişen şeylerin başında giyim kuşam geliyor. Bundan dolayı maksi elbiseleri uzaktan sevmekle yetiniyor(d)um. Sonunda amaaann dedim, bir yeri gelir, bir kolayı bulunur alalım bir tane...ve son favorim daha doğrusu son takıntım olan yıldız desenli bu maksi elbiseyi istedim gitti. Yıldızlara neden taktım bilmem, arada bana olur böyle, ta ki başka birşey bulana kadar bir şeye takarım çok fena. Geçenlerde de yıldızlı ayakkabı almıştım ve bu postumda da sizlerle paylaşmıştım. Ama bununla bitmiyor, bir tane daha var yıldızlı parça :) O da yakında gelecek. Bu elbiseyi beğenenler için biraz detay vereyim. Elbise boyu 1.80 e kadar tüm kadınlara rahat olur, bana bir hayli uzun geldi. Niyetim botlarla kombinlemekti boy uzun olunca platformlarla kombinledim. Boyunu yaptıracağım. Kumaşı şifon, içi astarlı, hafif ve rahat bir elbise. İncelemek isterseniz detaylar burada.





Maksi Elbise: Shein
Ayakkabı: Marjin



İroni Blog Yazarını Arıyor!..

Cumartesi, Nisan 16, 2016
Modaya ilgi duyup, yazı yazma kabiliyetinize güveniyor musunuz? O zaman bu fırsat tam size göre! Çünkü giyim dünyasının güçlü ve renkli sektörü İRONİ blog yazarını arıyor. 


Hemen sen de yazmak istediğin konu başlığını ve bir parağrafını info@ironitekstil.comadresine gönder ve süreç başlasınn! Ve an ve an sana gelecek cevap mailini bekle :)

İroni'nin aradığı blog yazarı belki de sensin ve sürpriz hediye fırsatı da seni bekliyor. Yazın onaylanıp yayına alındıktan sonra, en çok yorumu senin yazın alsın İRONİ'den 250 tl'lik hediye çeki ve sürpriz hediyelerin sahibi ol!

Başvuru için hemen info@ironitekstil.com a mailini gönder. Detaylar için tık tık..

Haydi durma :)!

Mayo Bikini Zamanı Geliyorrrr !..

Cumartesi, Nisan 16, 2016
Nisan ayının ortası gelmiş şunun şurasında denize girmeye ne kalmış, oysa bende bir rahatlık bir rahatlık...Sanki kilo vermeye hiiiiç ihtiyacım yokmuş gibi bir umarsızlık...Tabi bu haller beni bu sene bikinilerden  uzaklaştıracak gibi bir his var içimde hayırlısı :) En iyisi ben ufak ufak mayo modellerine bakayım diyorum ne dersiniz ?.. Aslında bu sene mayolar revaçta. Harika modeller var. Ben bu modelleri buradan beğendim. Nerden hangisini alayım şaşırıyor insan o kadar çok alternatif var artık mayolarda. 
En beğendiklerimden ilki bu siyah beyaz model oldu. Beyaz şeritlerin illüzyonu beli daha ince gösteren bu modelin arka kısmıda bikini görünümünde.


Kırmızı ise hemen hemen hiç tercih etmediğim bir renk olmasına rağmen hem modeli hem duruşu ile bu mayoyu da çok beğendim.


Puantiyeli göğüs kısmını mı altındaki kediciği mi daha çok sevdim bilemedim ama görür görmez şimşekler çaktı gözlerimde :) Çok tatlı ama yaaa...


Madem puantiye dedik ordan devam edelim. Marin renkler klasiktir ve hemen her dönem modası vardır. Her ne kadar mayo baksamda bir tanecik de  bikini araya sıkıştırayım dedim. Lacivert beyazı sevenlere gelsin...


Siyah beyaz bu mayonun şekilli göğüs kısmı çok hoş göründü bana.


Ve son olarak bu mor bikiniyi beğendim. Tabi bunu kendim için istiyorsam namerdim :) sadece çubuk kraker gibi incecik ve de gencecik vücutlarda güzel duracak bu modeli ilham olsun diye ekledim. Biraz marjinal bir model olsa da  gerçekten buna da bayıldım. 34-36 beden teenage lere çok yakışır.


Hepsi ve daha fazlası için buraya alayım sizi. Fiyatlar çok çok uygun. Burda geçen seneden kalma outlet mayoya vereceğiniz parayla iki tane yepyeni mayo ya da bikini rahat alırsınız.  Hadi artık gelsin deniz zamanı...




ParfumLab

Cuma, Nisan 15, 2016
Parfüm kullanmayı çok severim ve orjinal parfüm kullanırım. Alışverişimi de genellikle yurt dışı seyahatlerimde yapıyorum. Aslında fiyat olarak duty free ile burdan almanın hiç farkı kalmadı desek doğru olur ama yine de öyle denk geliyor öyle alıyorum. Doldurma parfüm konusunda da bildiğim ve uzun süre önce denediğim markalar oldu ancak Parfumlab markasını sevgili Elif in etkinliğinde tanıdım. Bizden hangi parfümü kullandığımız sorulunca on yıldan fazladır kullandığım ve çok sevdiğim parfümlerin başında gelen Chanel Chance i söylemiştim. Etkinlik günü marka yetkilisi gelerek ürünleri hakkında açıklama yaptı, adımıza özel hazırlanmış parfümlerimizi teslim etti ve böylelikle biz de bu markayı test etme ve  tanıma fırsatı bulduk. 


Chanel Chance in orjinalini yıllardır kullandığımı söylemiştim. Artık öyle oldu ki çoğu kişi kokumdan tanır oldu beni diyebilirim :) O nedenle ilk elime aldığımda orjinalinin yanına bile yaklaşamaz demiştim.  Hatta ilk seferinde sadece elbiselerimin üstüne sıktım ve öyle kullandım. Ama sonra baktım ki orjinaliyle farkı ayırt edemedim o derece başarılı. Bir de çok kalıcı. Gerçeği kadar kalıyor mu tam anlayamadım tabi ama beklediğimden çok beğendim diyebilirim.


Kullanıp beğenince sitelerine girdim ve kadın/erkek parfünü yanında oto kokusu, oda kokusu gibi başka ürünlerde sattıklarını gördüm. Hoş bir internet siteleri var. Sanırım hala yapım aşamasındalar bazı başlıkların altı boş. İncelemek isterseniz:  Parfumlab 


Ha bundan sonra yenisini alır mıyım? Olabilir... Çünkü aslına son derece benzer ve gayet kalıcı, şişe tasarımı şık, ve fiyatı da 39 tl haberiniz olsun dedim :)
Sevgiler...


Blogger tarafından desteklenmektedir.