Kıbrıs Gezi Notları 2

Kıbrıs seyahatimizin ilk yazısına buradan ulaşabilirsiniz. Gezi notlarıma kaldığımız yerden devam ediyorum. Sırada Lefkoşa var...

Lefkoşa

Barbarlık müzesi

Kıbrıs da en etkilendiğim yer Barbarlık Müzesi oldu. Gezerken gözlerimde yaşlar ve boğazımda bir yumruyla zor bela bitirdim, hatta Öykü "anne nooldu" dedi durdu. Hikayesi ise çok acıklı... Kıbrıs da 1963 yılında savaş zamanı Binbaşı Nihat İlhan' ın evi rum çeteciler tarafından basılır. Anne üç çocuğunu küvete saklar ancak korkunç infazdan kurtulamazlar... tüm aile evi basan çete tarafından kurşuna dizilerek öldürülür... küvetin içinde birbirinin üstüne yıkılmış üç minik beden, kurumuş kan izleri ve onlarca kurşunun delik deşik ettiği duvarlar insanın kanını donduruyor...miniklerin kirlenmiş ve kanlanmış kıyafetleri, bornoz ve ayakkabılar ise camekan içinde sergileniyor...Buradan kelimenin tam anlamıyla perişan olmuş vaziyette çıktık...


Olayın gerçekleştiği banyo, ve evin her tarafındaki kurşun izleri ve delikler olduğu gibi muhafaza edilmiş. Fotoğrafda kare içinde görülenler kurşun delikleri.


Ve insanı perişan eden kahreden o son fotoğraf...


Tarihi Büyük Han

Burası Kıbrıs ın en büyük ticaret merkeziymiş zamanında. Osmanlı dan bu zamana gelebilen Büyük Han İngiliz sömürge idaresi tarafından hapishane olarak kullanılmış bir zamanlar. Sonrasında fakir halka kiraya verilen evlerden ibaret küçük bir mahalle haline gelmiş. En nihayetinde restore edilerek bugünkü halini almış. Şimdi Kıbrıs' a özgü el sanatları satılan minik dükkanları içinde barındırıyor. Çok farklı bir havası var.






Lokmacı Kapısı

Kıbrıs adasını ikiye bölen 180 km uzunluğundaki yeşil hat üstündeki gümrük kapılarından biri Lokmacı Kapısı. Burası 1963 Kıbrıs olaylarından sonra 45 yıl kapalı kalmış ve bu süre sonunda yaya geçişine tekrar açılmış. Ancak Türkler diğer tarafa geçemiyor. Schengen vizeniz olsa bile Kıbrıs'ı tanımadıkları için diğer tarafa geçiş yapılamıyor.


Karpaz

Karpaz yarımadası Kıbrıs'ın kuzeydoğusunda yer alıyor, İskele şehrinden başlayıp en uçta Zafer burnunda bitiyor ve buranın denizi muhteşem, mutlaka görülmeli.



Karpaz' a giderken sahil yolunu takip ederseniz yolculuk hiç bitmesin isteyeceksiniz çünkü manzara muhteşem. Bir tarafınızda uçsuz bucaksız deniz, diğer tarafta ormanların, zeytinliklerin olduğu bu yolda trafik filan da yok. En sevdiğim yollardan biri oldu burası. Ayrıca Karpaz eşekleri çok meşhur.


Hatta yolda giderken aracın yanına gelip kafalarını içeri uzatan eşeklere rastlayacaksınız, sakin olun bir parça yiyecek verin, garipleri sevindirin :) Ben bir eşeğin arabadan uzatılan şeyi köpek misali uzanıp yemesine çok şaşırdım :)


Apostolos Andreas manastırı

Karpaz' da pek çok manastır ve kilise var. Bunların en büyüğü Apostolos Andreas Manasıtırı. Şu an restorasyon çalışmaları devam ediyor. Bir manastırın manzarası da ancak bu kadar güzel olabilirdi.








Altınkum plajı

Bu plaj Kıbrıs' ın en uzun doğal plajı. İnanışa göre Afrodit buradaki dalgalardan doğmuş. Kumu ve denizin rengi şahane. Muazzam bir manzara var, denizi fotoğraflamaya doyamıyorsunuz.


Bozulmamış, doğallığını kaybetmemiş, bakirliğini koruyan bu şahane plaj aynı zamanda caretta carettaların da üreme yeri.



Kıbrıs' da Yeme İçme

Kıbrıs yemek bakımından hemen her çeşidi bulabileceğiniz bir yer. İtalyan, uzakdoğu, deniz ürünleri, burger, Türk mutfağı ne ararsanız var. Biz sabah ve akşam otelde yediğimiz için öğlenleri dışarda yemek yedik. Oralara kadar gidip meşhur şeftali kebabı yemeden döndük. Ancak ikimizde önceden yediğimiz ancak çok da hastası olmadığımız bu yemek için çok da hayıflanmadık. Girne de en sevdiğimiz yerlerden biri Salty's oldu. İngiliz markası olan Salty's de fish and cips gerçekten çok çok başarılıydı. Balık da patates de tazeydi, donuk değildi. Porsiyon inanılmaz büyüktü, her ikisi de çıtır çıtır sıcacık servis ediliyordu, üçümüz de bu menüye bayıldık.



Onun dışında döner çok yaygın. Ancak bizdeki gibi et döneri değilde sanırım kıyma karışık bir döner. Ben pek sevemedim. Ancak porsiyonlar  çok büyük. Aşağıdaki etin yarısını bile yiyemedim.


Mağusa' da bulunan Kıbrıs' ın en eski pastanelerinden Petek Pastanesi ise pasta çeşitlerinin yanısıra pek çok lezzetli yemeği de bulabileceğiniz bir mekan. Burada herşey gözüme leziz göründü. Yemek yiyemedik ama aperatifler güzeldi. Kıbrıs dan dönerken elbette bol bol hellim peyniri almayı ihmal etmedik. 




Umarım Kıbrıs yazılarımı beğenmişsinizdir. Hepinize bol seyahatler dilerim, sevgilerimle :) 














3 yorum:

  1. Sâyenizde biz de gitmiş kadar olduk. Detaylı anlatımınız için teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. o çocukların hikayesi feciydi günlerce gazetelerde yayınlandı insan nasıl bu kadar zalim vicdansız olabilir aklım almıyor benim :-(

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı benimle paylaşmak ister misiniz?

Blogger tarafından desteklenmektedir.