Alanya Kaçamağı Vol. 3

Küçük tatillerde nereye kaçtığımızı artık biliyorsunuz: Alanya. Kaçamak diyorum evet çünkü her defasında Ankara'dan kaçar gibi gidiyorum. Sağolsun memleketim bana pek bir keyif vermiyor. Hele yazları...Alanya hem yakın hem de Nisan dan Kasım a kadar sıcak olunca kaçamağın ilk durağı oluyor haliyle. Bu sefer 4 gün gittik. Ama nasıl bir güneşi varsa sanki 3 hafta tatil yapıp gelmiş gibiyim maşallah. İşyerinde izin kağıdını imzalayan müdürüm bile inanmayacak nerdeyse iki günlük izin aldığıma :) Yani Alanya güneşi yakıyor dostlar. Ben ki bronzluktan pek hazzetmem lakin buğday tenli oluşumdan mütevellit yanıyorum ister istemez. Neyse az laf çok fotoğraf diyorum. İşte Alanya. Kumsalıyla...



...limanıyla...


...kalesiyle.


Bu nefis klasik arabayı görüp önünde poz vermemek olmazdı. Saçlarımı görmezden gelin, çok nemli orası bi türlü forma sokamadım :)


Dönüş yolumuza güzelim çam ağaçları eşlik ediyor...


Ve de biz, yüzümüzde de "pek dönmek istemiyoruz ama mecburuz" ifademiz :)





1 yorum:

Yorumlarınızı benimle paylaşmak ister misiniz?

Blogger tarafından desteklenmektedir.